Çanakkale-1-
CANLARIN KALESİNE GEZİ
Bu coğrafyayı bilmeyenler, çanak'tan kale demişler ve öyle sanmışlar orayı. Halbuki kıtalar, bölgeler genç genç, yaşlı yaşlı en güçlü silahlarıyla havadan, karadan ve denizden akmış oraya ve canların kalesi yükselmiş, kale olmuş. Artık, geçilmez canların kalesi!
Geçilmez, en çok da Onbeşlilerin acemiliği!
Geçilirse Onbeşliler, işgalcilerin üzerine Niğdeli Ali Çavuş'un arkadaşlığı ile Havranlı Seyit Onbaşı'nın tek başına kaldırıp yatağına sürdüğü 275 kg.lık top mermisi düşer. Geçilirse Onbeşlilerin şaşkınlığı, Ulu Önderimizin kurmay bakışları işgalcilerin üzerine düşer. Halil Çavuşlar, Yahya Çavuşlar kadim savaşçı ve elde avuçtaki liselerin öğrencileri... Bir ömür tahsilliler. Onlar, topraklarımızda unutulmaz kahramanlarımızdır. Onlar, yurt ve yurttaş değeridir.
Seyit Onbaşı köyü bir solukluktur buraya. Bugün olmadı, gidilecek oraya.
Siz yurtsunuz. Bilerek emperyalizmin vahşi ve sahte yüzünü, yurtta insan gibi yaşamak bize ait.
Edebiyatından ve tarihinden bende kalanları daha da damıtarak, Burhaniye'de 18 Mart 2017 tarihinde böyle kaleme almışım.
İlk defa gittiğim Çanakkale gezisinde gezi otobüslerinin kaptanlarının çok aşinası olduğu kıvrımlı yollarında direksiyon sallayıp bir yamacından bize eşsiz doğasını, bir tepesinden Boğaz manzarasını sunduklarında arabamızdaki Alan Rehberi Bülent Kesim'in tam bir tarih öğretmeni anlatımının kıvamını da aşmış çarpıcı anlatımları bizi kara harplerine ve deniz harplerine aktarıp o eşsiz doğa manzaralarında atalarımızın yurt savunmasındaki fedakar duruşlarını canlandırıp tüylerimizi diken diken ediyor. Ağdere, Çataldere... Yamaçlardaki köyler, derelerin ve vadilerin eteklerinde münbit ovalar, düzlükler, tepeler, doruklar ve bunların sırt ve yamaçlarında yüz yıl öncesinin koşulları ile açılmış zaman içinde
oraların sert rüzgarları ile dolan sayısız siperlerinin yakın tarihte meydana gelen orman yangınından sonra yükselen çamlarının, meşelerinin yatan gölgesindeki izleri... Siperlerdeki savaşçı tasvirleri, metrekareye düşen iki bin mermi ve siperlerden doğrultulmuş yüz binlerce tüfeğin fışkırdığı mermilerle, milyonda bir gerçekleştiğini anlatan havada birbirine girmiş müzelerdeki mermiler...
Kara Savaşları Alanında hizmet veren Tanıtım Merkezinin öğrencilere ücretsiz olarak üstün ders niteliğindeki gösteri ve sunumları...
Tepeleri, yamaçları, yeşil kuytuları tutan anıtlar, şehitlikler ve cephe gerisinde dinmez acı ve sızılarla mücadele eden tabipler, hemşireler ve gaziler...
Ağaçların altından uzanan, saçı kınalı sucu çocukların silik kestirme yolları.
Çanakkale gezisine ilk defa katılan ekonomik yönden dezavantajlı çocukları çok etkileyen şehit olan Yarbay Kaymakam'dan sonra onun köpeği Canberk'in de Kaymakama sarılarak ölmesi...
Komutansız kalan taburun başına geçip kumandayı eline alan Ezineli Yahya Çavuş...
Yalılara yukarıdan bakan hakim tepelere siperlenmiş taş tabyaların birinde memleketinde namlı demirci ustasının genç oğlu, Havranlı Seyit Onbaşının 275 kilo gramlık top mermisinin altındaki direnci, karşı yakada Tarihi Çimenkale, buranın yalısında salınan dünyanın en ünlü mayın gemisi olan Nusret Mayın Gemisi, türküleri buran, yürek sızlatan hemen oradaki Aynalı Çarşı, ta ileride Homeros'un destanlarından Yunan mitolojisinin döküldüğü höyük kent Troia.. Bir kültür profu ve halk edebiyatı anlatıcısı tadındaki Troia Rehberi Bigalı Sevil Hanım...
(...)
Seyfettin Ceylan
Yorumlar
Yorum Gönder