Çam Kokulu Yeniyıldız Ortaokulu
ÇAM KOKULU YENİYILDIZ ORTAOKULU SATRANÇLA TANIŞIYOR-2-
(...)
"Yok, hiçbir şey yok, okul iki sınıftan ve bu odadan ibaret, sınıfın biri de ilkokulda."
"İlkokulda iş atölyesi var mı?"
"Yok, çocuk çok, sınıflar kalabalık, yerleri olduğunu sanmıyorum.
"Keşke tarım dersi seçilseymiş, bahçe geniş ve toprak işlenmemiş, ağaç falan dikerdik."
"İş teknikte bir şeyler yaparsın, sınıflarda artık."
Geldiğim gün öğlen sonu sınıfın birine Rehber Öğretmenim Yaşar Beyle girdik, çocuklar ayakta bizi karşıladı, bir yabancıyı izleme ve kravatlı takı
m elbiseli birinin farklılığı sınıfı derin bir sessizliğe vermişti, bizi ayağa kalkarak karşılayan öğrencileri selamlamadan, oturun demeden, Yaşar Bey: "Yeni Türkçe öğretmeniniz, bundan sonra Türkçe derslerinize gelecek, ben sizi öğretmeninizle başbaşa bırakayım." demişti.
m elbiseli birinin farklılığı sınıfı derin bir sessizliğe vermişti, bizi ayağa kalkarak karşılayan öğrencileri selamlamadan, oturun demeden, Yaşar Bey: "Yeni Türkçe öğretmeniniz, bundan sonra Türkçe derslerinize gelecek, ben sizi öğretmeninizle başbaşa bırakayım." demişti.
İkimizin de ceketleri düğmeliydi ve elimizde kitap defter yoktu, ceketini iyice dolduran Yaşar Bey sınıftan çıkarken onu yolcu edip çıkmak üzere olan kapı kolunu iki taraftan destekleyerek sıkılaştırdım ve kapıyı içeriden kapattım, sınıfta iki sıra halinde sıralar arka arkaya dizili ve sıralarla oturaklar arasında dikçe durmaya çalışan ayaktaki öğrencilerime tam cephe bakarak, "Buyurun sevgili öğrenciler, oturunuz." deyip öğretmen masasındaki sınıf defterini açtım, kısaca kontrol edip bir süre alçak pencereli sınıfın penceresinde bahçenin yukarı taraflarında duvar dibinde erimemiş kar yığıntısı ve hafif ısıtan güneşle eriyip suyunu iyice çekmiş ve kabarmış boş, hırpalanmış bahçede ara ara ve yeni filizlenen yeşil ayrıkları izlerken kurduğum planla kara tahtaya baktım. Tahtanın sol üst köşesinde, Ders: Türkçe, Konu: Tokat'a Doğru yazıyor ve tahta tertemizdi.
Ön sıralardan birinde oturan gözleri parlak ve hep yüzünde bir gülümsemeyle bakan bir öğrenciyi işaret ederek, "Konu niye Tokat'a Doğru?"
Önünde açık duran kitabı göstererek, "Öğretmenim, Tokat'a Doğru da kaldık," yaklaşık on beş öğrenci bulunan ve çoğunluğunu erkek öğrencilerin bulunduğu sınıfın tamamı açık duran kitaplarına bakıp, "Tokat'a Doğru" seslenmesinde bulundu.
"Konu Tokat'a Doğru olur mu?"
"Hep birlikte ve gür, "Olur öğretmenim, öyle yazıyor."
"Peki, Cahit Külebi'nin bu şiiri üzerinden biz şiiri anlamaya, şiirdeki anlatım özelliklerini anlamaya çalışacağız, nasıl bir duygunun hakim olduğunu bulacağız, daha birçok şey konuşacağız, izlenimlerimizi paylaşacağız. Kitaplarımızdaki bu şiir aslında bir araç. konu ise şiirde tema, şiirde anlatım özellikleri, şiirde imgeleri bulma, şiirin türü olabilir. O zaman, Tokat'a Doğru'yu araç gereç kısmı açıp oraya yazalım. konu kısmına da, şiirde anaduygu veya izlek diyelim. Kim yazmak ister?"
İlyas, "Ben nöbetçiyim, ben yazayım öğretmenim."
(...)
Burhaniye, 08 Mart 2019, Seyfettin Ceylan
Yorumlar
Yorum Gönder