Kayıtlar

Mart, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gümüşhacıköy Köseler Köyü-2-

Resim
Köseler Köyünde Gürleyik Geçen kış babamla annem Çaycuma’ya yanımıza gelmişlerdi. Köseler kitabı çalışması için onlara Köseler’i anlattırıyor, ben de notlar alıyordum. Köseler’in dağlarını, tepelerini, derelerini anlatırlarken Odalıkaya’nın, İn Deresi’nin, Gürleyik’in ilginç yerler olduklarını hissettirecek biçimde masalsı bir anlatımda bulunuyorlardı. Bu anlatım bende “Gürleyik’i görmeliyim,” fikrini bir tutkuya dönüştürmüştü, çünkü İn Deresi ve Odalıkaya’yı çocukluğumda görmüştüm ve oraları hayal meyal hatırlıyordum. Gürleyik’i görmeliydim. 12 Temmuz 2007’nin ikindi saatlerinde Kozakçı tarafı gezisinden hemen sonra Hamza Akbaş(Pehlivan) ve Maman’ın Sadık ile Köprübaşı’ndan hareket edip Ekinalağan yoluna düştüğümüzde batı yönünden güneş otomobilimizin ön camına vuruyordu. Dik, küçük taşlı ve birkaç keskin virajlı, dar toprak yolda zar zor yürüyen arabamızın çekişten düşmesini önlemek için klimayı çalıştırmıyorduk. Hava sıcaktı. Biz arabanın içinde durmadan terliyor ve ter...

Gümüşhacıköy Köseler Köyü-1-

Resim
KÖSELER AKLIMDAKİ BAHAR  Mart'ta açan sarı çiğdemler savmak üzeredir, mor menekşelerle dağlar bahara hazırlanır artık.  Nisanda küçük yapraklarıyla uyanır tekmil ağaçlar...  Kirenler, direşken, kavi ve zeytin ağacı gibi uzun yaşamayı sever. Sağlam,  kuzeyde yer yer yeşil yosun bağlamış  ve her an soyunacakmış gibi duran gri bir gövdeyle  sarı, yayla çiç eği sarısındaki çiçeklerini, göğe bir çelenk gibi kaldırır, başka yerlerde zuval, eğren, kiren ve kızılcık diye de söylenen bu ağaç.  Oralar gelecek aya sarhoş bir coğrafyaya koşar.  Köseler  evlerinin duru, cılız, ev dumanları, Sazak Deresine, Köprübaşına, aşağıda Çetinönü'ne ve Gısık'ta Eğserükkayanın önüne çöker. Sonra hafif bir öğlen yeli bunları dağlarına aşırır.  İnsanlar Köseleri çevreleyen bahçalara dökülür, güneşli taş duvar diplerine, kanatlı önlerine durur, söylenecek söyleşileri ile. Bu zenginlik ender bir zenginliktir ve yaşanır... Berrak bir gök ...

Çanakkale-1-

Resim
CANLARIN KALESİNE GEZİ Bu coğrafyayı bilmeyenler, çanak'tan kale demişler ve öyle sanmışlar orayı. Halbuki kıtalar, bölgeler genç genç, yaşlı yaşlı en güçlü silahlarıyla havadan, karadan ve denizden akmış oraya ve canların kalesi yükselmiş, kale olmuş. Artık, geçilmez canların kalesi! Geçilmez, en çok da Onbeşlilerin acemiliği! Geçilirse Onbeşliler, işgalcilerin üzerine Niğdeli Ali Çavuş'un arkadaşlığı ile Havranlı Seyit Onbaşı'nın tek başına kaldırıp yatağına sürdüğü 275 kg.lık top mermisi düşer. Geçilirse Onbeşlilerin şaşkınlığı, Ulu Önderimizin kurmay bakışları işgalcilerin üzerine düşer. Halil Çavuşlar, Yahya Çavuşlar kadim savaşçı ve elde avuçtaki liselerin öğrencileri... Bir ömür tahsilliler. Onlar, topraklarımızda unutulmaz kahramanlarımızdır. Onlar, yurt ve yurttaş değeridir. Seyit Onbaşı köyü bir solukluktur buraya. Bugün olmadı, gidilecek oraya. Siz yurtsunuz. Bilerek emperyalizmin vahşi ve sahte yüzünü, yurtta insan gibi yaşamak bize ait. Edebiyatınd...

Burhaniye Güz Yazıları-2-

Resim
BURHANİYE GÜZ YAZILARI BURHANİYE'NİN TAHTACILAR, YABANCILAR, SARILAR VE HACIBOZLAR TARAFLARI-1- Cevdet'le birlikte gidip Nizamettin Korkmaz'ı, yaz boyunca akşamları sulanan ve havanın durumuna göre çimlerinin ıslaklığı öğlene kadar devam eden Barış Manço Parkının nemli, ıssız bahçesindeki genç çınarın altında bulup alıyoruz. Bu pazar da bu tarafın köylerinden birkaçına gideceğiz. Düzlükte Zeytinarasına Doğru Burhaniye'nin yanaşık düzen mahallelerinden Yeni Mahallesinden zeytinle, çamla, bademle, çayır çimenle, tekir tepelerle, yeşil belenlerle doğal peyzajlı ve genelde tek kat evleri ile eklentileri bol ve avlulu evlerden kurulu, seyrek düzen mahallelerden oluşan Şarköy'den geçip hiçbirimizin görmediği Hacıbozlar köyüne gitmeyi aklımıza koyuyoruz, o tarafları göreceğiz, Burhaniye'nin en uzak köyü oluşu ile hiç tanıdığımızın olmaması da bu köye başka bir anlam katıyor ve bir fıstık çamı uğraşısını biliyoruz buranın. Fakat dağ köylerin samimiliğine de...

Merzifon İlçesi Yakup Köyü-1-

Resim
Senli Yazılar YAKUP KÖYÜ ÇÖRDÜK AĞACI Yakup köyünün Aluçlu mevkiinde yalnız bir çördük ağacıyım. Bir tarla sınırında poyraza karşı dururum. Akdağ ve Davşandağının havasını solurum, Sessiz sabahlarda güneşlerim. Yanımdan yöremden tilkiler geçer, buradan kestirirler avlarını. Kurnazlıklarına bir çelme takıp yüzükoyun düşüreyim şunları, Ya da bir hışımla eseyim de korkutayım, derim. Nafile! Sıkışınca dökülen meyvelerimden bile yerler. Yüksekten izlerim oraları ama dağlar tepeme tepeme vurur rüzgarını. Yastık başlı ve sık dallıyımdır ondan. Poyraz çıkınca kendi kendime çalar söylerim. Eli baltalı kimse geçmedi buradan. 1970'lere kadar eli tırpanlı çok adam gördüm buralarda, Onlar ne iyi adamlardı, gölgemde sohbet edip tırpan dişerlerdi ve benden, benim bu yıl yeğinliğimden ekimde kasımda meyvelerimin olacağından, eylülde toplanırsam turşumun kalitesinden konuşurlardı. Sonra içemediklerini yiyemediklerini dibime açtıkları çukura koyup "Şu alt dalları budayalı...

Çaycuma Notları-6-

Resim
Ahatlı Köyü-1-   Bu yazımda Çaycuma ilçesinin Ahatlı Köyü’nün adının kaynağına ve http://www.ahatlikoyu.com’daki Ahatlı Sözlüğünden seçtiğim birkaç sözcük üzerinde duracağım. Öncelikle Ahatlı Sitesinin derli toplu bir şekilde takipçilerinin karşısına çıkmasında emek verenlere teşekkür ederim. Ahatlı Köyü’nün adının kaynağı ile ilgili olarak yukarıda anılan adreste iki anlatı yer almakta. “Yerleşim yeri olarak düz bir alana kurulmuş olan Ahatlı Köyü pek çok avantajının yanında, birçok risklerini de yaşamış bir köydür. Zaten Ahatlı adını da bundan dolayı almıştır. Geçmişte birçok sel felaketi yaşamış köyümüz arkasının yüksek olması ve önünden de Filyos Çayı’nın akması sebebiyle birçok afete maruz kalmıştır. Köyümüz yağan yağmurlar ve Filyos Çayı’nın taşması sonucu çok kereler seller içerisinde kaldığından civar köylerden geçenler Afatlı diye köyü adlandırmışlar ve bu, zamanla değişe değişe Ahatlı şeklinde söylenmeye başlanmıştır.” İkinci anlatı ise: “Civar köylerden Çaycum...

Çaycuma Notları-5-

Resim
Çaycuma İlçesi Çorak Köyü -1-                                                                       -1530 Tarihli Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defterinde, Çoraklu Karyesi Boy- abad Nahiyesi 669. Sayfa, Kastamonu Livası olarak bir tespit var.- Çorak Köyünde eteklere ve yeleklerin yakalarına işlenen simli el işlemelerine, sıçandişi, havluya, yağlık, kendir sicimlerden yapılan örtülere seyi, kadınların dikip giydiği günlük giysilerden birine atmadon ve çayırlık alanlara at eşek, inek bağlamak için yere çakılan kazığa köken deniliyor eskilerde ve hala… Yeni evlenenler için gezleme, sayılı günler arasında yerini hala mıh gibi koruyor… Bu köyl...