Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SARICAKAYA, MİHALGAZİ VE MAYISLAR TARAFLARI-3 (Bozkırın Aynasından Oraların Yeşilliklerine)

Resim
   Köprüden sonra yolun kıyısında birkaç, yaprağından arınmış, gümüşi selvi kavakları ve nar çalıları ve birkaç ak elma ağacından başka tüm meyve ağaçları meyvelerini devretmiş. Yolun kaşına yakın yerlerde birkaç küme nar çalısından soluk, çatlak nar kırmızısı, o kıraçlığı renklendiriyor. Su yatağının izlediği yerlerde uzun boylu gümüşi selvilerden yola kadar sürülmüş, düz birkaç tarla ve birçok sera naylonunun parıltısı oraları dolduruyor. Sarıcakaya'nın bölünmüş caddesi bir sükuneti sağıyor, ileride evlerin sıklaştığı yerlere kadar bu sükunet sokuluyor. Bir lokantanın oradan yukarı tırmanıyoruz, farkındalık eğitimi planındaki Sarıcakaya Ortaokuluna yöneliyoruz, çıktığımız yolun okula yakın yerlerini genç zeytinler sıkça tutuyor, bunlar ancak on beş yaşında, okulun bahçesini de varsıl kılmış herdem yeşil duran zeytinler, Sağlık Alanı Öğretmeni Satı Hanım minibüsten iniyor, okulun ıssız bahçesinden dönüp aşağıya, palmiyelerle bölünmüş, temiz bir cadded...

SARICAKAYA VE MİHALGAZİ TARAFLARI-2 (Bozkırın Aynasından Oraların Yeşilliğine)

Resim
Sarıcakaya 27 Haziran 1957 tarih ve 9644 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7033 Sayılı kanunla ilçe oluyor ve bu ilçeye 15 köy bağlanıyor. Bu köylerden Danişment köyü Eskişehir merkez nahiyeden ve diğer 14 köy Mihalgazi nahiyesinden alınıyor. Sarıcakaya Osmanlı kayıtlarında Sarıcakaya adıyla yer almıyor.  7033 Sayılı Kanunun ekli cetvelinde, Kazanın Adı: Sarıcakaya, Kazanın Merkezi: Sarıkaya olarak belirtilmiş.  Sultanönün de kayıtlarının bulunduğu 1530 tarihli 438 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri kayıtlarında Laçin köyü, Küplü köyü, yine Küplü köyü nam-ı diğer Bey-Timur karyesi olarak da geçtiği, Danişment köyü, Bey (Bel) Güney köyü, Alp-Oludguz'dan sonraları Alpogot'a evrilen Alpogot köyü, Yayla-seyre iken Beyyayla köyü olan, Ilıca karyesi, Ilıca Değirmeni, Ilıca-viran karyelerinden bazıları da bugünkü Sakarılıca köyüne işaret etmeli, yine bugün Sarıcakaya'nın bir mahallesi olan Sarılar da 1530 kayıtlarında Saru-alan karyesi veya Saru-öküz(Okuz-Oğuz) mezrası...

SARICAKAYA, MİHALGAZİ VE MAYISLAR TARAFLARI-1 (Bozkırın Aynasından Oraların Yeşilliklerine)

Resim
  Yarımca'nın yamaçlarına yeni açılmış, az virajlı ve düzgün yoldan çıkıyoruz, bir süre sonra yolun iki tarafı sık meşe ormanlarıyla ilerliyor, meşeler o kadar yüksek boylu değil, yola yakın düz, yatak yerlerde açılmış küçük parçalardan ibaret yayla tarlaları. Tarlalar sürülmüş, orman toprağı kadar kara ve kuvvetli duruyor, bu toprak, tırmandığımız güney yamaçların beyaz, benekli, boz, çıplak yamaçlarının rengine hiç benzemiyor, buralarda meşelikler toprağı, toprak meşelikleri besliyor. Dağın üzeri dalgalı bir meşe denizi, sağa sola ilerleyip gidiyor göz alabildiğine.Tüm küçük tepelerin, tüm küçük yamaçların, tüm yatak yerlerin üzerine gelen mevsimle bir kahvelik, bir karışık sarılık, bir hafif kızıllık, bir güz kızıllığı, sol tarafımızdaki yamaçların az bir yerine bir sabah güneşi sağ tarafımızdaki yamaçların çok yerine bir buğulu, belki biraz ılık ilk kış ayının cansız kış güneşinin aydınlığıyla yazdan ve tekmil bir güzden kalan güz hüznü, son ayların kırağılı günlerini...

ESKİŞEHİR İLİ SEYİTGAZİ İLÇESİ YAPILDAK, OYNAŞ, (Bozkırın Aynasına Yolculuk, Han Tarafları-3,2)

Resim
  Orman köylüklerinin göç etmemesi, var olan el sanatlarının ve geleneksel uğraşlarının, kendi kendilerine yetmelerini sağlayacak biçimde gözden geçirilmesi, sürdürülebilirlik için eğitimin buna göre düzenlenmesinin yararı anlatmakla bitmez.   İleride sanki dağ kadar tepelerin başlarını tutmuş kaya bayraklar, buralarda, bundan sonra yolumuzu yeşilin, hala yemyeşil ormanların içinde yer yer beliren kayalar ve bazı yerlerde yatak, söğüt popülasyonlarının kucaklaştığı düz, sulağımsı meralar, bazı menzillerde tarihi köyler manzarası betimliyor. Köylerde bizi kiremitli çatıların bilindik renkleriyle soluk toprak renkli kalın avlu ve ev duvarları, çift kapılı, avlu kanatlıları... Arada bir de renkli kent evlerine benzeyen, yalnız yazları gelinecek evler yalınlığı ve ıssızlığı. Yolumuzun ilerlediği tekmil vadi düzlüğüne oralara başka bir varsıllık katan yeşil, karaçam ormanları çıralı mis havasını aşağılara yolluyor. Zaman zaman indirdiğimiz arabamızın açık camından bu kali...

ESKİŞEHİR İLİ HAN İLÇESİNİN ERTEN HÖYÜK, AĞLARCA, KAYI, YAZILIKAYA KÖYLERİ (Bozkırın Aynasına Yolculuk, Han Tarafları-2)

Resim
Artık Han'dan dönüyoruz, saat 12'yi geçiyor, geldiğimiz yollardaki tekmil kırağı beyazlığı kalkmış, şimdi bir ılıklık ta arabanın içine geliyor, gök berrak ve bol güneşli, ekili ekin tarlaları filizlenmiş, pek bir boy atamamışlar daha. İşlenmiş kara renkli toprakların üzerinde filizlenme evresini başarıyla a tlatmış ve kardan yorganlarını üzerlerine çekip yerin göğün ısındığı buraların baharlarında hızla boy atıp kelleye ve tanelere durmaya enerji biriktiriyorlar. Biçerdöverlerde buğday ve arpa çeçi olacaklar ve çiftçilerin yüzü gülecek, pazara, un fabrikalarına yeni ürünle r dökülünce... Belki de şu ağaç havasına yakın tarlada çimlenenler Anadolunun kadim siyez buğdayıdır," diyorum. Kaptan, "Siyez buğdayının ekmeği, insan sağlığına daha iyi geliyormuş, televizyonda duymuştum," diyor. "Bir araştırmada, 14 kromozomla genetik olarak dünyanın ilk buğdayı olan siyez; buğday türlerinin atasıymış, Orta Anadolu'nun ılıman yamaçlarını çok severmiş, bu buğday....

ESKİŞEHİR İLİ HAN İLÇESİ (Bozkırın Aynasına Yolculuk, Han Tarafları-1)

Resim
Nahiye-i Oynaş, tamamı kaza-i Barçınlu 1530 kayıtları HAN'IN ADININ KAYNAĞINA DAİR HAN (Hüsrevpaşa) (16.yy. Barçinlu, Hanbarçin) (1924 : Bayat, Hanbarçin) (1940 : Han), 1528'de kaza unvanıyla Karahisâr-ı sâhib Anadolu eyâletine bağlı. Kazalığı 1870'e kadar sürüyor. Sonra nahiyeliğe geriliyor, 1954'te Çiftelere bağlı kasaba oluyor ve tekrar 1990 yılında Eskişehir'e bağlı kaza oluyor. Osm. Yer Ad. Sözl. Barçınlıhan, İpekhan anlamında, Hanbarçin da Han yerleşmesindeki Barçınlı sülalesi, sonraki yy.'lara, söyleyişteki kolaylıktan bir Han adı kalmış. 1530 kayıtlarına göre Han kazasının 100 kadar köyü var, Çifteler, Mahmudiye'nin neredeyse tamamı, Seyitgazi'nin ve Emirdağ'ın bazı köyleri burayla ilişkili. O zamanlar Oynaş nahiyesi de Han'ın. Cevdet Türkay'ın Osmanlı İmparatorluğunda Oymak, Aşiret ve Cemaatlar adlı eserinin 195'inci sayfasında; Barcın, Barcınlı-Barcınlu, Barçınlı, Barçıllu, Barçınlu başlığında, Karahisar-ı sahip sancağı Türkman ...

ESKİŞEHİR İLİ SEYİTGAZİ İLÇESİ KÜMBET KÖYÜ (Bozkırın Aynasına Yolculuk, Han Tarafları-3)

Resim
438 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defterinin  202. sayfasında Barçınlu(Eskişehir ilinin bugünkü Han ilçesi) kazasına bağlı olarak geçen Künbed karyesinde 12 hane ve 44 nefer bulunmakta, hasılat veya hasıl da 1874 akçe kaydı Kümbet adının 1530'lu yıllardan önce varlık gösterdiğine kanıt.  Bu tarihi yerleşmenin içinde bulunan tabelada, Deliklikaya, Kümbet Asarkale, Kırk Merdivenler, Berberini Kilisesi, Körestan Nekropolü, Selçuklu Kümbeti, Arslanlı(Salon) Mezarı, hepsi veriliyor, hepsi aynı yönde. Bu tabela, Seyitgazi ilçesi Kümbet açık hava müzesine hoşgeldiniz der gibi. Selçuklulardan önce de kadim bir yerleşme olan tarihi Kümbet köyü, Kümbet köyünün çıkışındaki görkemli yol manzaralarına, biraz daha gidince doğanın oralara armağan ettiği bir yontma sanatlar tablosu başka bir manzara ekliyor, Eskişehir'e 85 km, Seyitgazi'ye 42 km uzaklıkta varlık gösteren bu manzaralar karmaşası ufukları tutan orman yeşilliğinden insanı alıyor. Mezarlığında Osmanlıca yazılı, ...

KIRŞEHİR İLİ ÖZBAĞ BELDESİ ÜZERİNE-3

Resim
Bayat dolaylarındaki Yayla da, yaylak ve kışlaklar arasında geçen ve yarı tarımcı, yerleşik hayata geçmiş toplulukları anlatmaktadır- 1958 yılında vuku bulan sel baskınından zarar gören Kırşehir Vilâyetinin Kızılca ve örcün köyleri, 25 Mayıs 1959 tarihli ve 10213 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7269 sayılı Afetler Kanunu... yardım konusu,  1315 doğumlu, baba adı Hasan Mehmet Keskinkılıç Örcün,  1315 doğumlu baba adı Hasan Ömer Bacaksız Örcün, 1315 Doğumlu baba adı hasan Ömer Özçiçek Örcün, 1317 doğumlu baba adı Ali Kamil Şen Örcün,  1316 doğumlu baba adı Selim Mehmet Aydın Örcün'den olup yurt savunmasında gösterdiği katkıdan İstiklal Madalyalı gazilerdir.-  Tüm gazilerimizi anarak;  Orcun, hendek ve kale burcu demek, Örcün, söyleyiş kolaylığından değişiklikle Orcundan evrildiği, yerleşmenin hendek ve kale gibi olma durumunu anlatmak için böyle adlandırılmış olabileceği, Özbağ'ın içinden geçen oralara hayat veren coğrafi eleman, Kılıçözü Çayının derin yat...

KIRŞEHİR İLİ ÖZBAĞ BELDESİ ÜZERİNE-1

Resim
-Erevik karyesi, Kırşehri nahiyesi, Kırşehri kazası, Bozok livası, Zülkadriye vilayeti, Tahrir (Defteri-i Hakani) Defterleri 305/19 kaydı,- Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünün Osmanlı Yer Adları ll   Yerleşmeler, mezra, köy, nahiye, belde ve şehir olarak coğrafyasındaki kaynaklar doğrultusunda üretim faaliyetleriyle varlık gösterir ve tarihini biriktirir.    Kırşehir vilayeti merkez kazasına bağlı Örcün ve Helvacılar köylerinin birleşerek Helvacılar köyünde Özbağ adı ile bir belediye teşkiline dair Devlet Şurası  Umumi Heyetince verilen 13.07.1959 tarihli ve 59/1853-222 sayılı karar üzerine 1580 sayılı Belediye Kanununun 7078 sayılı kanunla muaddel 7'inci maddesinde tevfikan bu yerde belediye teşkili uygun görülmüştür. denilen karar, 9 Ağustos 1959 yılında belde olma ünvanına kavuşur ve 12 Eylül 1959 tarih ve 10304 Sayılı Resmi Gazetede bu karar yayınlanır, böylelikle Özbağ belde olarak varlık göstermeye başlar.   Orada yaşayanlara topraklar...

Çaycuma İlçesi Yeniköy Gezisi -1-

-Yeniköy’ün Tarihi ve Adının Kaynağı, Açmatarla (Dolap Değirmeni), Yeniköy Kapalı Okulu, Karakoç Değirmeni, Çavuşlar, Kahveciler Köyünde Atatürk Kitaplığı, Cumhuriyet İlköğretim Okulu, Göveç Deresi, Yolgeçen, Delmedağ, Gemiciler, Çaycuma…   Çaycuma’nın kuzeydoğusunun 14. km.sine düşen ve 500 yıl önceki kayıtlarda Bolu Sancağı dahilindeki Oniki Divan Kazasına bağlı Karye-i Karakoç Divanı olarak kayıtlara geçen ve bugün de Çaycuma ilçesine bağlı olarak aynı adla varlık gösteren yol boyu yerleşmesinin getirdiği keyfiyetle düzlüğe serilmiş Karakoç Köyü’nün Marengerli ve Hocaoğlu mahallelerinin izlediği kuzey yamaçların eteğinde bir yerde varlık gösteren Yeniköy’e yolumuzu çeviriyoruz bu sefer. Yeniköy’ün Tarihi ve Adının Kaynağı, Bu köyün ne 1800 kayıtlarında ne de 1530 kayıtlarında adı geçiyor. Buranın bu adı Cumhuriyet Döneminde aldığı kanaati oluşuyor.  Yeniköy’den önce köyün adının Kirsecük olduğu biliniyor ve halk hala bu adı günlük konuşmalarında kullanıyor. Bu sö...

Çaycuma İlçesi Yeniköy Gezisi -9-

Resim
Çaycuma İlçesi Yeniköy Gezisi -9-                                                                        -Yeniköy’ün Tarihi ve Adının Kaynağı,   Açmatarla (Dolap Değirmeni), Yeniköy Kapalı Okulu, Karakoç Değirmeni, Çavuşlar, Kahveciler Köyünde Atatürk Kitaplığı, Cumhuriyet İlköğretim Okulu, Göveç Deresi, Yolgeçen, Delmedağ, Gemiciler, Çaycuma…     Kirazlar, Kiraz Ağacı Olmamalı   Cevdet Türkay’ın Osmanlı İmparatorluğunda Oymak, Aşiret ve Cemaatler adlı eserin 439. sayfasında, “Cemaatin adı, Kiras, Kiraslı (Kiraslı, Kiraslıhacı), yerleşim yeri, Paşa Sancağı ve Hüdavendigar Sancağı, Yani Bursa dolayları bağlı olduğu topluluk, ...

EKİM-1

Resim
EKİM-1  Tüm mahlukattan hayvanlar da.  Can taşıyorlar yani.  Evrimden beri ağaçlarda, kırlarda, dağlarda ve en çok da sularda kendi işlerinde meşgul olup özgür yaşarlar. Sonra tarihin bir yerinde sokaklar ortaya çıkmaya başladı.  Onların yaşam alanları mıydı kaybolan,  Yoksa yaşam alanlarımıza karışanlar mıydı hayvanlar?  Bizim oralarda tilki topraklarına in yapmış iki tilki tepenin kuytusundan bakıyor yavrularıyla.  Yavrularına yarın yapacakları bir kümes baskınını anlatıyor olmalı ataları.  Şimdi tarlalar çok çıplak ve ekim işinde çalışanlar var,  Çalışanlara takılmadan, şu dereden yanaşacağız köye,  Issızlaşmış köylerde kümes baskınlarının çok kolay olduğunu söylüyorlar muhtemelen.  Bir tavuk daha boğazlanırken dünya hayvanları koruma gününde bu da tüm mahlukata düşen koruma. Eskişehir, 04 Ekim 2022, Seyfettin Ceylan

Kasım-1

Resim
Soğuk memleketlerde kasım üşümesidir şimdi her şey.  Kuytularda, avlularda güneş toplanmaları ne güzel,  Ne güzel üşümüşüm dışarıda,  Açık kapılardan girerken sıcaklığına karışan kasımdır.  Güneşli pencere önleri en iyi mevkileri  Kavrulmuş yapraklar dallarından düşerken uzunca çalınan süpürgelerde çöpçülerin mücadelesi.  Yol boylarının tarumarlığı.  Kasım gelmiş, halbuki her şey olduğu gibi kalsa.  Yorulmasa çöpçüler.  Eskişehir, 02 Kasım 2022, Seyfettin Ceylan

ALIÇ DAĞINDAN GELİR EŞEĞİNİN HEYBESİ HEP DOLU GELİR

Resim
  Son güze doğru güneşli günler gelir, bu sıcaklar sanki kuşburnuları, alıçları, çördükleri, ahlatları olgunlaştırmak içindir. Gerçi, çördükler, ahlatlar kırağı ister, bunların olgunlaşmasına daha vardır. Yine de güz bereketi başlamıştır, coğrafyada. Şimdi, memleket dağlarında taa toplayıcı toplumdan kalma bir toplama eylemi telaşı kurulmuştur.  Bu güneşli havalarda, bir toplama eylemi kurulur, bu işi bilen epeyi insan vardır oralarda. Yaşadığı coğrafyayı tüm ayrıntılarına kadar ancak orman köylükleri bilir, ova köylükleri yalnız kendi tarla, bahçe ve baharları pancar topladığı bir iki mevkii bilir, belki bir de günlüğe falan gittiyse oraları bilir. Orman köylükleri öyle değildir, kendi bahçesini, tarlasını, yaylasını, odun ve kozak toplamak için en az birkaç koruyu, mevsimine göre, kızılcaları, armutları olmuş ağaçları, fındıkların barındığı kuz dereleri; yağışlardan sonra pancarın, yemliğin hasını; mantarın daha değerlilerinden, yeryaranı, güveni, kuzu göbeğini; tarla işleri...