ALIÇ DAĞINDAN GELİR EŞEĞİNİN HEYBESİ HEP DOLU GELİR

 


Son güze doğru güneşli günler gelir, bu sıcaklar sanki kuşburnuları, alıçları, çördükleri, ahlatları olgunlaştırmak içindir.

Gerçi, çördükler, ahlatlar kırağı ister, bunların olgunlaşmasına daha vardır. Yine de güz bereketi başlamıştır, coğrafyada.

Şimdi, memleket dağlarında taa toplayıcı toplumdan kalma bir toplama eylemi telaşı kurulmuştur. Bu güneşli havalarda, bir toplama eylemi kurulur, bu işi bilen epeyi insan vardır oralarda.

Yaşadığı coğrafyayı tüm ayrıntılarına kadar ancak orman köylükleri bilir, ova köylükleri yalnız kendi tarla, bahçe ve baharları pancar topladığı bir iki mevkii bilir, belki bir de günlüğe falan gittiyse oraları bilir. Orman köylükleri öyle değildir, kendi bahçesini, tarlasını, yaylasını, odun ve kozak toplamak için en az birkaç koruyu, mevsimine göre, kızılcaları, armutları olmuş ağaçları, fındıkların barındığı kuz dereleri; yağışlardan sonra pancarın, yemliğin hasını; mantarın daha değerlilerinden, yeryaranı, güveni, kuzu göbeğini; tarla işlerinden ekin biçmesini, nohut, mercimek yolmasını, yaz bahar aylarında daha birçok işlerle devam eden coğrafya insan ilişkisi sonbaharda başka bir telaşa döner. Bu, toplayıcı toplum, sanarsın bitmeyen hayat mücadelesi...

Bilmem, kefük, öncek hala var mıdır?
Kadınlar önceklerini kuşanıp kefüklerini eline alıp aluç dağının yamaçlarını kefükle dayana dayana dolaşırlar mı? Bir yamacın bakacağından, sekisinden geri dönüp geldiği aşağılara bakarlar mı? Azıklarını yanlarına alıp güneşe karşı sofra kurup bir soluk ekmeği, bir öğlen ekmeğini birlikte yerler mi? Yeğin bir alıcın başında durup sevinirler mi, iki gün önceki yağmurlardan sonra bir gecede ocağında biten güven mantarıyla karşılaşırlar mı? Bir kıyıyı sıkça tutmuş kuşburnu çalılarının başında kefüklerini kuşburnu salkımlarına uzatırlar mı?

Orta Karadeniz'in Merzifon'unda Gümüşhacıköy'ünde, oraların dağ köylüklerinde alıçlar, kuşburnular toplayıcıların önceklerinden taşıp eşeklerin heybesini doldurur mu? Alıç dağından gelir, eşeğinin heybesi hep dolu gelir. Oraların hafta başlarında pazarlarda ipe dizili alıçlar çocukları hala sevindirir mi?
Bir güz bereketidir, alıçlardan sonra çördük ve ahlatların olması beklenir, yamaçlarda, alıç dağlarında, dere kıyılarında bunların yeri bellenir ve olma zamanları tahmin edilir, kesin iki hafta sonra toplanır.

Orman köylüklerinde güz bereketidir, bunlar. Hepsi de toplama üzerinedir, onun için oralarda ve bu işi atalarından öğrenenlerde bir toplama eylemi telaşı kurulur. Bu kutsal bir şeydir, doğaya sevgi gelişir, doğaya aidiyet gelişir, çalımsı da olsa bu bitki toplulukları benimsenip korunur. 

İnsanın sağlığını, sıkışmış, avlusuz, bahçesiz apartmanlarda, betonların arasında devam ettirmesi öyle kolay değildir.
Güz bereketi, insanı doğaya çağırır, hareket başlar, insan doğanın içinde yenilenir, en önemlisi de fenni gübre, tarım ilacı rastlamamış meyve, mantar ve yemişe ulaşır insan. Bu zamanda, bu az bir şey değildir. 

Alıç dağlarında, yamaçlarda toplama eylemine katılmak dolaylı harekettir, sevinçtir, birlikte iş yapmaktır, kırların, bayırların ve doğanın insana ne kadar çok yakıştığıdır. 

Doğal beslenme yollarının yaşatılması ve yaygınlaştırılması amacıyla, muhtarlar, köylüler, belediyeler, kaymakamlıklar oralarda dağlarda kendiliğinden yetişen ahlatları, alıçları, bademleri, çördükleri kısacası sosyal ağaçları çoğaltabilirler ve birlikte toplama eylemine insanları teşvik edebilirler. Bu bir şehre, bir köye, mahalleye hem aidiyet katar hem de toplum sağlığına hareketli yaşamla katkıda bulunur. 

Alıç dağlarını, tarlaları, bayırları tek tek tutan alıcın, çördüğün yanmaması için dip sürgünü budaması ve yağan yağmurlardan daha çok su içmeleri için diplerinin çanak yapılması o yemişleri daha görkemli kılacaktır.
Her şeyin hazır beklendiği bu devirde toplama eylemine katılanları kutlarım. Daha nice toplama eylemleriniz olsun.

Kendiliğinden oralarda tutunup gelişen bu sosyal ağaçlardan eşeğinin heybesi hep dolu. Anadolu'nun güz bereketi alıç dağından gelen eşeklerin dolu heybesiyle taşınacaktır.

Eskişehir, 30 Ekim 2022, Seyfettin Ceylan
Fotograf, S. Turan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sivas Yıldızeli Nallı Köyü Yazıları-1

SİVAS İLİ YILDIZELİ İLÇESİ NALLI KÖYÜ YAZILARI-2

KIRK ÇINAR KORULUĞU "BİR YATILI OKUL HİKAYESİ"