PENGÜRTLÜ ÖLMEYEN ÇOCUK-RIZA ŞAHİN-2-
PENGÜRTLÜ ÖLMEYEN ÇOCUK-RIZA ŞAHİN
Eserin ekseni, Rıza Şahin'in, analığı Belgüzar'ın, Kardeşi Mahmut'un, diğer aile fertlerinin, akrabalarının, eşi Zeynep'in, daha sonra Yasemin'in, dünyaya gelen çocuklarının, köyünün, köyündeki yoksul, fakat dayanışmalı zor hayatın, yardımsever ve ilgili Divriğili Hüsnü Yüksel'in, Köyün Ağası Bayram Kahyaların kurduğu o zamanki düzeninin, halktan din adamı Kasnak Dedenin mucizeleri, bürokrasinin aksak işleyişi ve başka diyarlardaki iş, umut, ekmek mücadelesi ile eser, çığ gibi büyüyor, öyle ki bu kitap içinde bir çok gerçek hikayeyi, romanı ve bu türlerdeki acıklı, sevinçli, haklılıkla verilen mücadele konularının olgunlaştırılmasına mevsim mevsim zor ve güzel, yabanıl vahşi bir coğrafyayı hem imkanlarıyla hem de imkansızlıklarıyla ayrıntılı serpiyor.
Oralarda bol bol ekin ve bahçe sulama eylemleri, Köyönü, Kumluk, Ada...Kır tarlalar Yazı'da, Sekitarla da var...
Köyönü'nde, Kumluk'ta, Ada'da önceki yılın kaliteli karpuzlarından alınan çekirdekler kök verip serpiliyor bu yatak yerlerin alüvyonlu topraklarında, bu kökler, on kiloya varan karpuzlarıyla yere yanağını, dar, yüksek göklere öbür yanağını veriyor ve Tokma Çayının çağıltısını dinleyerek sulandıkça sulanıyor. Supsulu, kıpkırmızı ve tatlı bir karpuza duruyor, o dar yataklar. Alakarga denilen kurnaz kuşlar, kızaran domateslere hiç fırsat vermiyor, keskin gagalarıyla domatesleri deliyor... Alakargalara böyle bir zenginliği sunan Pengürt köyünün bahçeleri doğadaki canlılara, oralardaki demir cevheri renkli çıplak, yer yer topraktan arınmış demir dağlar içinde şirin kavaklı ve bahçeli koyak ve yörebi ile bir çekim merkezi oluyor. Çocuklar bostan bekliyor yaz boyunca, biraz yetişkinler de davara ve kimileri de ekin biçme işleri için dağda yatıyor.
Bu kitap başta Pengürt, Hıdırlar, Dumluca, Güneş, Garip Musa, Alan, Cürek, Çüküzler gibi yakın köyler ve Divriği için kaynak bir kitap.
Aziz, Rızanın babası öldükten üç ay sonra Zekiye ile evleniyor. Aziz Rıza'nın üvey amcası. aşkın sınır tanımadığı ve seçeneklerin olmadığı bir durum... Yazar şöyle anlatıyor: "Böylece babamın evinde ve 8 tane yetimin üzerinde amcamız Aziz'in devri başlamış oldu Bakalım amcamız Aziz ve de büyük amcamız Ali Dede, babamın emanetleri ve verdikleri vaat üzerinde duracaklar mı? İşte acılı ve ızdıraplı günler başlıyordu. Aziz Amcam, Ali Dede ve Babaannem İnsaf Anadan doğmakla babamın anadan kardeşi oluyor. Benimde üvey amcam oluyor. Böylece Aziz Amcam geldi, Analığım Zekiye ile evlendi. Bu arada babam ölürken Zekiye den doğan kardeşim Mahmut 1938 yılında doğmuş, henüz 2 yaşında idi. 2 nci çocuk ise babamın ölümünde altı aylıktı, henüz ancak oturabiliyordu. Analığım Zekiye ile Aziz Amcamın evliliği babamın ölümünden 3 ay sonra gerçekleşti. Ben de yaklaşık 6 yaşına gelmiştim. Aziz Amcam evimize gelip Analığımla evlendikten sonra da Devlet Demir Yollarına işe girdi. Bu durumda bize ancak cumartesi, pazar günleri ev işlerimize yardım edebiliyordu. Böylece 2 yıl geçti. Evimizde geçim düzenimiz bozuldu. Geçim düzenimiz ilk başta Analığım Zekiye tarafından bozulmaya başlandı. Bu Analığım zaten babamın ölümünden sonra beni dövmeye, bana küfür etmeye başlamıştı. Hakeza Aziz Amcam da ufak bir yanlış hareketimi bahane ederek dövmeye başladı. Binaenaleyh bu dövme işi annemin ölümünden sonra, bir bakıma ikinci annem olan Belgüzar Annemin bakımına kalmışım. 3 yaşına nasıl geldiğimi hatırlamıyorum ama 3 yaşımda kapının önünden su akıyordu, suyun kenarında bir yassı taş vardı. Her sabah oraya çıkartıp soğuk suda yıkadığında ağlayıp sızladığım zaman çıplak gövdeme bazen şaplak bazen de yumrukla küfrederek dövmeye başlamıştı. Mamafih Zekiye Analığım, Aziz Amcam da devreye girince gerçekten hangi gün kimden sopa yiyeceğimi düşünür, hep dayak korkusu çekerdim. Benim elimden ne gelir, benim elimden sadece karış vermek gelirdi. Kalbimden devamlı beddua ederdim. Belgüzar Annem beni sabahleyin yataktan kaldırırken ben yatağı ıslatmış olurdum. Bu yatağı ıslatma hastalığım 12 yaşıma kadar sürdü. Fakat 8 yaşımdan sonra artık taşın üzerinde soğuk suda yıkayarak dövme işi sona erdi. Bu aşamadan sonra Belgüzar Annem çok az döverdi ama beddua ve küfür çok ederdi. Binaenaleyh Belgüzar Annemin sövüp saymasına çok alıştım.
Artık fazla gücüme gitmezdi. Ayrıca ben de ona karşılık beddua etmezdim. Zira anne görmediğim için ben kendimi Belgüzar Annemden doğmuş gibi bilirdim." yetimliğin her satırı travma. Pengürt'te ve Anadolu'da o yıllar çok çileli yıllarmış.
1960'lı yıllarda Pengürt'te bir elma bahçesi kurma çalışmaları var, bu çalışmalar kapsamında, köye,yanılmıyorsam orman müdürü
ile bir müfettiş geliyor, Rıza Şahin'in 1955'ten sonra ortaya koyduğu meyveliği kanıt olarak görünce, bu girişimci gencin eline bir pusula yazıp memleketim Amasya'dan Amasya elması fidanı getirirse daha iyi olacağını salık veriyorlar. Memleketim insanının konukseverliğini, yardımseverliğini ve oraları ele alan bölümle ilgili eserden hareketle ayrıca bir yazı kaleme almak umuduyla.
ile bir müfettiş geliyor, Rıza Şahin'in 1955'ten sonra ortaya koyduğu meyveliği kanıt olarak görünce, bu girişimci gencin eline bir pusula yazıp memleketim Amasya'dan Amasya elması fidanı getirirse daha iyi olacağını salık veriyorlar. Memleketim insanının konukseverliğini, yardımseverliğini ve oraları ele alan bölümle ilgili eserden hareketle ayrıca bir yazı kaleme almak umuduyla.
(...)
Burhaniye, 9 Temmuz 2019, Seyfettin Ceylan
Yorumlar
Yorum Gönder