Kayıtlar

Aralık, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SARICAKAYA, MİHALGAZİ VE MAYISLAR TARAFLARI-3 (Bozkırın Aynasından Oraların Yeşilliklerine)

Resim
   Köprüden sonra yolun kıyısında birkaç, yaprağından arınmış, gümüşi selvi kavakları ve nar çalıları ve birkaç ak elma ağacından başka tüm meyve ağaçları meyvelerini devretmiş. Yolun kaşına yakın yerlerde birkaç küme nar çalısından soluk, çatlak nar kırmızısı, o kıraçlığı renklendiriyor. Su yatağının izlediği yerlerde uzun boylu gümüşi selvilerden yola kadar sürülmüş, düz birkaç tarla ve birçok sera naylonunun parıltısı oraları dolduruyor. Sarıcakaya'nın bölünmüş caddesi bir sükuneti sağıyor, ileride evlerin sıklaştığı yerlere kadar bu sükunet sokuluyor. Bir lokantanın oradan yukarı tırmanıyoruz, farkındalık eğitimi planındaki Sarıcakaya Ortaokuluna yöneliyoruz, çıktığımız yolun okula yakın yerlerini genç zeytinler sıkça tutuyor, bunlar ancak on beş yaşında, okulun bahçesini de varsıl kılmış herdem yeşil duran zeytinler, Sağlık Alanı Öğretmeni Satı Hanım minibüsten iniyor, okulun ıssız bahçesinden dönüp aşağıya, palmiyelerle bölünmüş, temiz bir cadded...

SARICAKAYA VE MİHALGAZİ TARAFLARI-2 (Bozkırın Aynasından Oraların Yeşilliğine)

Resim
Sarıcakaya 27 Haziran 1957 tarih ve 9644 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7033 Sayılı kanunla ilçe oluyor ve bu ilçeye 15 köy bağlanıyor. Bu köylerden Danişment köyü Eskişehir merkez nahiyeden ve diğer 14 köy Mihalgazi nahiyesinden alınıyor. Sarıcakaya Osmanlı kayıtlarında Sarıcakaya adıyla yer almıyor.  7033 Sayılı Kanunun ekli cetvelinde, Kazanın Adı: Sarıcakaya, Kazanın Merkezi: Sarıkaya olarak belirtilmiş.  Sultanönün de kayıtlarının bulunduğu 1530 tarihli 438 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri kayıtlarında Laçin köyü, Küplü köyü, yine Küplü köyü nam-ı diğer Bey-Timur karyesi olarak da geçtiği, Danişment köyü, Bey (Bel) Güney köyü, Alp-Oludguz'dan sonraları Alpogot'a evrilen Alpogot köyü, Yayla-seyre iken Beyyayla köyü olan, Ilıca karyesi, Ilıca Değirmeni, Ilıca-viran karyelerinden bazıları da bugünkü Sakarılıca köyüne işaret etmeli, yine bugün Sarıcakaya'nın bir mahallesi olan Sarılar da 1530 kayıtlarında Saru-alan karyesi veya Saru-öküz(Okuz-Oğuz) mezrası...

SARICAKAYA, MİHALGAZİ VE MAYISLAR TARAFLARI-1 (Bozkırın Aynasından Oraların Yeşilliklerine)

Resim
  Yarımca'nın yamaçlarına yeni açılmış, az virajlı ve düzgün yoldan çıkıyoruz, bir süre sonra yolun iki tarafı sık meşe ormanlarıyla ilerliyor, meşeler o kadar yüksek boylu değil, yola yakın düz, yatak yerlerde açılmış küçük parçalardan ibaret yayla tarlaları. Tarlalar sürülmüş, orman toprağı kadar kara ve kuvvetli duruyor, bu toprak, tırmandığımız güney yamaçların beyaz, benekli, boz, çıplak yamaçlarının rengine hiç benzemiyor, buralarda meşelikler toprağı, toprak meşelikleri besliyor. Dağın üzeri dalgalı bir meşe denizi, sağa sola ilerleyip gidiyor göz alabildiğine.Tüm küçük tepelerin, tüm küçük yamaçların, tüm yatak yerlerin üzerine gelen mevsimle bir kahvelik, bir karışık sarılık, bir hafif kızıllık, bir güz kızıllığı, sol tarafımızdaki yamaçların az bir yerine bir sabah güneşi sağ tarafımızdaki yamaçların çok yerine bir buğulu, belki biraz ılık ilk kış ayının cansız kış güneşinin aydınlığıyla yazdan ve tekmil bir güzden kalan güz hüznü, son ayların kırağılı günlerini...

ESKİŞEHİR İLİ SEYİTGAZİ İLÇESİ YAPILDAK, OYNAŞ, (Bozkırın Aynasına Yolculuk, Han Tarafları-3,2)

Resim
  Orman köylüklerinin göç etmemesi, var olan el sanatlarının ve geleneksel uğraşlarının, kendi kendilerine yetmelerini sağlayacak biçimde gözden geçirilmesi, sürdürülebilirlik için eğitimin buna göre düzenlenmesinin yararı anlatmakla bitmez.   İleride sanki dağ kadar tepelerin başlarını tutmuş kaya bayraklar, buralarda, bundan sonra yolumuzu yeşilin, hala yemyeşil ormanların içinde yer yer beliren kayalar ve bazı yerlerde yatak, söğüt popülasyonlarının kucaklaştığı düz, sulağımsı meralar, bazı menzillerde tarihi köyler manzarası betimliyor. Köylerde bizi kiremitli çatıların bilindik renkleriyle soluk toprak renkli kalın avlu ve ev duvarları, çift kapılı, avlu kanatlıları... Arada bir de renkli kent evlerine benzeyen, yalnız yazları gelinecek evler yalınlığı ve ıssızlığı. Yolumuzun ilerlediği tekmil vadi düzlüğüne oralara başka bir varsıllık katan yeşil, karaçam ormanları çıralı mis havasını aşağılara yolluyor. Zaman zaman indirdiğimiz arabamızın açık camından bu kali...

ESKİŞEHİR İLİ HAN İLÇESİNİN ERTEN HÖYÜK, AĞLARCA, KAYI, YAZILIKAYA KÖYLERİ (Bozkırın Aynasına Yolculuk, Han Tarafları-2)

Resim
Artık Han'dan dönüyoruz, saat 12'yi geçiyor, geldiğimiz yollardaki tekmil kırağı beyazlığı kalkmış, şimdi bir ılıklık ta arabanın içine geliyor, gök berrak ve bol güneşli, ekili ekin tarlaları filizlenmiş, pek bir boy atamamışlar daha. İşlenmiş kara renkli toprakların üzerinde filizlenme evresini başarıyla a tlatmış ve kardan yorganlarını üzerlerine çekip yerin göğün ısındığı buraların baharlarında hızla boy atıp kelleye ve tanelere durmaya enerji biriktiriyorlar. Biçerdöverlerde buğday ve arpa çeçi olacaklar ve çiftçilerin yüzü gülecek, pazara, un fabrikalarına yeni ürünle r dökülünce... Belki de şu ağaç havasına yakın tarlada çimlenenler Anadolunun kadim siyez buğdayıdır," diyorum. Kaptan, "Siyez buğdayının ekmeği, insan sağlığına daha iyi geliyormuş, televizyonda duymuştum," diyor. "Bir araştırmada, 14 kromozomla genetik olarak dünyanın ilk buğdayı olan siyez; buğday türlerinin atasıymış, Orta Anadolu'nun ılıman yamaçlarını çok severmiş, bu buğday....

ESKİŞEHİR İLİ HAN İLÇESİ (Bozkırın Aynasına Yolculuk, Han Tarafları-1)

Resim
Nahiye-i Oynaş, tamamı kaza-i Barçınlu 1530 kayıtları HAN'IN ADININ KAYNAĞINA DAİR HAN (Hüsrevpaşa) (16.yy. Barçinlu, Hanbarçin) (1924 : Bayat, Hanbarçin) (1940 : Han), 1528'de kaza unvanıyla Karahisâr-ı sâhib Anadolu eyâletine bağlı. Kazalığı 1870'e kadar sürüyor. Sonra nahiyeliğe geriliyor, 1954'te Çiftelere bağlı kasaba oluyor ve tekrar 1990 yılında Eskişehir'e bağlı kaza oluyor. Osm. Yer Ad. Sözl. Barçınlıhan, İpekhan anlamında, Hanbarçin da Han yerleşmesindeki Barçınlı sülalesi, sonraki yy.'lara, söyleyişteki kolaylıktan bir Han adı kalmış. 1530 kayıtlarına göre Han kazasının 100 kadar köyü var, Çifteler, Mahmudiye'nin neredeyse tamamı, Seyitgazi'nin ve Emirdağ'ın bazı köyleri burayla ilişkili. O zamanlar Oynaş nahiyesi de Han'ın. Cevdet Türkay'ın Osmanlı İmparatorluğunda Oymak, Aşiret ve Cemaatlar adlı eserinin 195'inci sayfasında; Barcın, Barcınlı-Barcınlu, Barçınlı, Barçıllu, Barçınlu başlığında, Karahisar-ı sahip sancağı Türkman ...

ESKİŞEHİR İLİ SEYİTGAZİ İLÇESİ KÜMBET KÖYÜ (Bozkırın Aynasına Yolculuk, Han Tarafları-3)

Resim
438 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defterinin  202. sayfasında Barçınlu(Eskişehir ilinin bugünkü Han ilçesi) kazasına bağlı olarak geçen Künbed karyesinde 12 hane ve 44 nefer bulunmakta, hasılat veya hasıl da 1874 akçe kaydı Kümbet adının 1530'lu yıllardan önce varlık gösterdiğine kanıt.  Bu tarihi yerleşmenin içinde bulunan tabelada, Deliklikaya, Kümbet Asarkale, Kırk Merdivenler, Berberini Kilisesi, Körestan Nekropolü, Selçuklu Kümbeti, Arslanlı(Salon) Mezarı, hepsi veriliyor, hepsi aynı yönde. Bu tabela, Seyitgazi ilçesi Kümbet açık hava müzesine hoşgeldiniz der gibi. Selçuklulardan önce de kadim bir yerleşme olan tarihi Kümbet köyü, Kümbet köyünün çıkışındaki görkemli yol manzaralarına, biraz daha gidince doğanın oralara armağan ettiği bir yontma sanatlar tablosu başka bir manzara ekliyor, Eskişehir'e 85 km, Seyitgazi'ye 42 km uzaklıkta varlık gösteren bu manzaralar karmaşası ufukları tutan orman yeşilliğinden insanı alıyor. Mezarlığında Osmanlıca yazılı, ...

KIRŞEHİR İLİ ÖZBAĞ BELDESİ ÜZERİNE-3

Resim
Bayat dolaylarındaki Yayla da, yaylak ve kışlaklar arasında geçen ve yarı tarımcı, yerleşik hayata geçmiş toplulukları anlatmaktadır- 1958 yılında vuku bulan sel baskınından zarar gören Kırşehir Vilâyetinin Kızılca ve örcün köyleri, 25 Mayıs 1959 tarihli ve 10213 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7269 sayılı Afetler Kanunu... yardım konusu,  1315 doğumlu, baba adı Hasan Mehmet Keskinkılıç Örcün,  1315 doğumlu baba adı Hasan Ömer Bacaksız Örcün, 1315 Doğumlu baba adı hasan Ömer Özçiçek Örcün, 1317 doğumlu baba adı Ali Kamil Şen Örcün,  1316 doğumlu baba adı Selim Mehmet Aydın Örcün'den olup yurt savunmasında gösterdiği katkıdan İstiklal Madalyalı gazilerdir.-  Tüm gazilerimizi anarak;  Orcun, hendek ve kale burcu demek, Örcün, söyleyiş kolaylığından değişiklikle Orcundan evrildiği, yerleşmenin hendek ve kale gibi olma durumunu anlatmak için böyle adlandırılmış olabileceği, Özbağ'ın içinden geçen oralara hayat veren coğrafi eleman, Kılıçözü Çayının derin yat...