Kendir ya da Kenevir Üretimi Sonrası Unutulan Kültür Kalıntıları Üzerine-1-
Kendirle ya
da Kenevirle Gelip Bunun Üretimi Sonrası Unutulan Kültür Kalıntıları Üzerine-1-
Bizim oralarda
kenevire kendir derler. Çocukluğumda gördüğüm ve işçiliğiyle şöyle böyle
uğraştığım kendirin kenevir olduğunu da çok sonraları içselleştirdim. Kenevir
bize göre çok zehirli bir şey, kendir ise annemin sarıkız diye çağırdığı
ineğinin yuları, dedemin kartal diye seslendiği kömüşleri ile tomruk sürüttüğü
kağnı urganı, babamın keskin baltasıyla yaptığı iğde odunlarını tay eder
ek eşeğe sardığı sicimi, çayırda atın eşeğin örüğü, sapçıların römorklarının arkasındaki sıkma dolabına tutturulup sapların kaymaması için gerdirilen sağlam sap urganı, her şeyden önce çok önemli bir harman haceti. çuvalların ağızbağı, çok sağlam ve dayanıklı duran, hiç delinip eskimeyen ağır kendir çuvalların ve kendir kilimlerin kendisi, minderlerin ve fakir döşeklerinin kecisi, …
Yıllardır araştırıp,
derleyip, inceleyip 2016 yılında bastırdığım çocukluğumun ve gençliğimin de bir
kısmının geçtiği, hala nüfusuna kayıtlı olduğum köyümü çeşitli yönlerden
anlattığım YAKUP KÖYÜ Merzifon
(Phamizonum) Ovası’nda Tarihi Bir Köy adlı eserime bakıyorum, acaba neler
kayıt etmişim başlıktaki konuda, diye.
“Pınarınbaşı’nda
üç dört tane kendir gölü vardı. Bu
göller zaman içinde battal oldu. Günümüzde kendir
üretimi yapılmadığından bu göller sulama amaçlı kullanılmak üzere
birleştirilerek derinleştirildi. Tam bir kamışlık olmuş bu göller.”
“Kendir Gölleri: Bu göller Pınarınbaşı
manzarası içinde kendine özgü kamışlı görünümüyle yerini almıştır. Bunlar
günümüzde genişletilerek kendir gölü amacı dışında tarla sulamak için
kullanılan küçük gölet haline getirilmiştir. Kendir göllerinin tarihi eskidir.
Bu göller, köyde kendir yetiştirildiğinin kanıtlarıdır. Köyün ortak malı olarak
algılanır ve kendir basma amacıyla kullanılırmış. Çok zorlu bir işçilikle elde
edilen kendir üretimi, bin dokuz yüz yetmişlerde kalkmıştır.”
Soğuk kış
günlerinde kendir göllerine gelip kendir gölünün üzerindeki ince buz tabakasını
kırıp elimizi kestirmeden kıyıya attığımız buzlar ve donup da sızlayan ellerim
geliyor aklıma aşağıdaki paragrafı alıntılarken.
“Bu pınar, elli
altmış dönümlük bir çayırlık alanda bulunur. Günümüzde olmasa da eskilerde bu
çayıra harmana düşenler olurdu. Buranın poyrazı iyi eser. Punarınbaşı’ndan
inekçiler, kömüşçüler ve sığırtmaçlar eksik olmazdı, yazları. Çocukluğumda en
çok uğradığım yerlerdi, buralar. Mal güden köy çocukları ve Pınarınbaşı… Şimdi
bu pınarın başında durup köye doğru bakıldığında eskiden kalma, küçük birkaç
kendir gölünün genişletilerek sulama işinde kullanılacak küçük çapta gölet
haline getirildiği ve bu göletin içinin tam bir kamış denizi olduğu ve doğal
yaşama alanları ortamlar olduğu göze çarpmakta ve ağaçlarla kaplı Alıcık Çayı
bu bölgeden ovaya aşağı uzanır.”
Bahar
mevsiminde ekilip yaz güneşleriyle ve salma suyla arada bir sulanarak hızla
büyüyüp -neredeyse günde on santim kadar yükselen- kökleşen ve kalınlaşan
kendir tarlaları bir karanlık ormana döner. Her çocuk bu tarlalara korkusundan
giremez, kendirliklerde diklemesine onbeş yirmi metrede bir açılan sulama
amaçlı evleklere girme imkanı bulsa da gökyüzünü görmek mümkün olmadığından bu
evleklere sızan ışık da azdır, kendir tarlaları loş ilerileri karanlıktır sanki…
Binlercesi milyonlarcası tarlanın yüzeyi tutmuş incecik, genç ve uzun ağaç
fidanları kadar sık ve içinde yürünmesi de imkansızdır. Sık çam ormanları kadar
havayı temizleyen bu yıllık yeşil ormanlar eylül ayının sonunda yağan
yağmurlarla veya sulanarak toprak tavlandırıldıktan sonra ekim ayında sökülüp yere
sıra sıra serilir.
Üç beş günde
kuruyan kendirlerin tohumu (çetenesi) çırpılarak alınır ve yelde savrulur.
Kendirin
çetenesi kışın ıslatılıp tuzlanır ve kavrularak çerezlik olarak, “çetene
kavurması”, yine kavrularak dibekte dövülüp “çöreklik çetene” olarak ve en
önemlisi de seneye ekim amaçlı “tohumluk çetene” olarak kendir çuvallarda
saklanır.
Çetenesi alınan kendirler tarlada bağ yapılır. Bu sefer kendir tarlalarını ilkel kabilelerin kamış evleri biçiminde bir birine çatılmış kendir bağlarından oluşmuş kendir cuvulları tutar. Bir sürede böyle günleyen kendirler, kasım aralık ayına doğru kıyısında iri taşları hazır bulunan ve mevsiminde otu, kamışı ve çamuru temizlenmiş ve derin bir havuz şeklini almış kendir göllerine traktörlerle daha evveli at arabaları ve kağnılarla taşınır ve kendir göllerine basılıp taşlanır. Taşlanan kendirler, ağır taşların baskısıyla suyun yüzeyine çıkamaz. Mart güneşlerine ve avare mart günlerine bazen de şubat olabilir, kendir göllerinin yüzeyindeki buzlar kırılarak imece usulü göllerden çıkarılıp suyu emerek şişmiş ağır kendir bağları gölün yanındaki çayıra çatılarak kendir cuvulları sıralanır, burada birkaç gün suyundan arınarak hafifleyen kendir bağları köye kendir soymaya getirilir, kendiri olamayan köylere yakacağı ve iplik, yularlık kendir karşılığında soymaları için dağıtılır.
(…)
Burhaniye, 27
Nisan 2019, Seyfettin Ceylan
Fotoğraflar:
1. fotoğraf, https://www.google.com/search?q=kendir+tarlası,
1. fotoğraf, https://www.google.com/search?q=kendir+tarlası,
2. fotoğraf, https://vadimizsolakli.com.dan,
3. fotoğraf ve 4. fotoğraf, http://ghkipsicim.com/fotograflar/nggallery/page/1.den alınmıştır.
3. fotoğraf ve 4. fotoğraf, http://ghkipsicim.com/fotograflar/nggallery/page/1.den alınmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder