Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Merhaba 2021

Resim
Bir kar serpse yılbaşı geldi sayarım.  Oysa bir kar da serpmedi.  Dünya dağ başı olmuş, kara bir kıştayız sanki bu salgından.  Düşünmeden düşüvermeyi hayat ağacının bir dalından.  Başka bir asırda soluyor ağaçlarımız da.  Yükselsin hayat ağacın yıkılacağı asra kadar.  Süslenmiş bir bahar, sarı yaz, meyvede sonbahar umuduyla girelim bilmem kaçıncı yıla.  Sağlık, barış, özgürlük, demokrasi, doğayı koruyarak üretim ve eşitlik ile yeni yılınız kutlu olsun.  Eskişehir, 31 Aralık 2020, Seyfettin Ceylan

ESKİŞEHİR İLİNİN MİHALIÇÇIK VE YUNUSEMRE TARAFLARI-1

Resim
Eskişehir ilinde bir yıldır görev yapmama rağmen il merkezine 90 km. kadar uzaklıkta bulunan tarihte Ankara ile daha çok ilişkisi bulunan, içinden geçen kuyu gibi derin deresini iri yaprakları hafif sararıp yırtılmış ceviz ağaçlarının ve ikindi güneşinin tüm berraklığıyla yaprakları sonbaharı resmeden uzun boylu selvi kavaklarının doldurduğu, bir güney yamaçların güneç yerleşmesi özelliği gösteren Mihalıççık ilçesine bugün görev icabı ilk defa gidiyorum.    Sivrihisar 68, yeni yollardan Ankara 178 km. buraya.  Yukarılarını yüksek tepelerin bozulmuş orman alanlarıyla tuttuğu ilçeden çıkıp aşağılara doğru daha genç, birkaç kiraz bahçesinin varlık gösterdiği, alçak anızlarından kurtulmuş, son güz yağmurlarıyla tava gelip sürülmüş ve ekimi yapılmış, yapılmakta olan daha sürülememiş geniş kır tarlaların bir yerlerinde ve yol kıyısında buraların orman bölgesine işaret kater kater yığılmış tomruk, kereste dolu geniş bir açık depodan sonra ileride çok dönemeç...

AĞACIN ÖNEMİ VE AĞAÇ KÜLTÜRÜ ÜZERİNE-3-

Resim
                                            Bozkırda badem ağaçları “Ağaç, toprağın bütünleyici parçasıdır.” Türk Medeni Kanunu.   Bugün, tarihi 1930 yıllardaki Halkevlerine kadar inen ve 1980 yılından sonra kapanan Yakup Köyü Kütüphanesi önünde yükselip taç kısmı avludan taşıp çatıların üzerine uzanan rahmetli Ahmet Ünlü'nün (Nam-ı diğer M... Hocanın) diktiği akasyanın altından konu hakkındaki duygu ve düşüncelerimi aktarıyorum.   Şimdi ağustos, Eylüden sonra, bir alacalığın içinde sararmışlık, sonra vuran rüzgarlarla seyreyecek güz sarısı ve bir gece kırağılar kavuracak, Gazel kavurması duvar diplerinde...  Gelecek aylarda, ağacın birinde göçecek mevsimler. Aralıkta nasıl çıplaktır, tarla kıyılarındaki kavaklar. Yine sözlü ve yazılı kaynaklarda ağacın hukukuna dair bilgiler de geçmektedir. Ağaç hukuku, toprak üzerindeki mülkiyet hakkı, onun üze...

EYLÜL BÜYÜSÜ

Resim
Ben her eylül yapraklarını yığan o ağaçlara dalıp giderken O ağaçlar, her eylül gitmeye bir bohça hazırlar. Tüm hüzün renkleriyle göçer hazan Gittin, bir kış soğudur tüm renkler. (...) Eskişehir, 23 Eylül 2020, Seyfettin Ceylan

KIZILIRMAK, HÜZÜN VE DAĞLAR-2

Resim
(...)  Devamlı dağlarda yalçın kayalar.   Varsa bir hüzün,   İlla ki vardır bir hüzün,   Dağ başları yücedir,   Bir yanında bir bayrak gibi kaldırmış kayaları,   Anadolulu sıra dağlardır  Dağların altında tüneller,  Trenlerle, kamyonlarla şehirlere doğru göçün kuşlar göçün   İstersen sen ol   Kaldırmaz mı hüzünleri,  Geçse de yıllar yayla çiçekleri gevrek, kokulu, solmaz ve ölmez bir çiçektir.  Ay, ağaçlarının arasından Kızılırmağa düşerken  Yıldızelin'nde yıldızlar iyice kısılmış loş bir fenerdir.  Hüznünü yüce dağlarda yaylalar.  Ekin tarlalarının kuraklığını akarsa Kızılırmak,  Mahlukat susadıysa dağlarda çaylar, pınarlar vardır.  Uygarlıklar sınırı Halys'in Kızıldağ'dan bir vuslat yolculuğudur,  Hafik Ovası ne kadar oyalayabilir?  Kızılırmak Anadolu'da yaylaları seyir edeceğim diye upuzun kalır.  Bir sürgün gibi, aşağı mevkilerde işgalci ...

KIZILIRMAK, HÜZÜN VE DAĞLAR-1

Resim
(Bu topraklarda yaşayan herkesin bir Anadolulu belleği vardır, Anadolu belleğime sığınılarak yazılmıştır, belleğime söyleşiler kurulur. Nallılı Mustafa Abi, Asker, İsmet ve İsmet'in Dedesi) Bir parıltıdır, upuzun akar Kızılırmak. Öyle ağaçsızlıktır, bereketini düzlüklere devretmiş yavan tepeler. Uzak köyler, dağlardan akşamlara karışan tandır damlarının kederli dumanlarıdır. Her vakit köz gibi uzakta bir suret. Şimdi oralarda güneş ve akşam, Dağların kararan gölgesi, Kaş kararırken çoban ateşleriyle gece ayak basmazmış. Yaz gelmiş Yaylalarda yazın içinde upuzun bahar Davar köpeklerinin burunları çiçek tozlarına belenirmiş Keskin uykusuzluklarında ucu sivri boyun çengelleri bakla bakla sarsılır Toprak renkli eski kurtların yavruları davarsızlığa ulur Eski vakitlerde ayak basar Kangallardan davar itleri iş bitermiş.  Kavruk Anadolu toprakları üzerinde  Sonsuz, upuzun sükut etmiş,  Yeşiliyle, tüm mahlukatıyla kıvr...

SİVAS İLİ YILDIZELİ İLÇESİ NALLI KÖYÜ YAZILARI-2

Resim
(...) Kilmigad ile İlgili İsim ve İdari Yapılanma Serüveni Şu an Belcik yerleşmesi adıyla, (1454 : Kilmigad) nahiye olarak varlık gösteriyor, nahiyeliği 1562'ye kadar sürüyor ve Tokat → Sivas → Rum eyâletine bağlı.(1889 : Belcik) bu tarihte resmi olarak Kilmigad adı bırakılmış ve Belcik olmuş. 1855-1867 tarihlerinde kaza olmuş. Bu süreçte Sivas → Sivas eyâleti (salnâme) bağlı.Aynı isimle (1889-1923) tarihlerinde nahiyeliğe gerilemiş. Yıldızeli → Sivas → Sivas vilâyeti(salnâme) bağlı.(1924 : Yavu) adıyla nahiyeliğe devam ediyor, Yıldızeli-Sivas'a bağlı. Bu nahiye hudutları içinde üçer, beşer evlik mezra yerleşmesi yoğun, o tarihlerde. NĀHİYE-İ KİLMİGAD Tīmārhā-i Zu‘amā ve Sipāhiyān Kurā 38, toplam köy sayısı. Mezāri‘ 54, toplam mezra sayısı. Yatak 17, bölgenin hayvancılıkla uğraşanlar için gözde yerler olduğundan başka köylerden gelen sürülerden alınan yayla, ağıl, çit, parası anlamında. Çiftlik 1, verimli tarım alanı. Mu‘āf 14 H ā s ı l 71.457 Dīvānī 69.202, y...

Sivas Yıldızeli Nallı Köyü Yazıları-1

Resim
SİVAS İLİ YILDIZELİ İLÇESİ NALLI KÖYÜ YAZILARI-1 Köy, başlı başına bir varlık. Yöresinden aldığı kendine özgü üretim etkinliklerini coğrafyasında sürdürdükçe bu varlık da sürüyor. Köyler adı ile tarih yazıyor ve geleceğe de adı ile kalıyor, tabi kamu otoriteleri tarafından gereksiz yere adları değiştirilmediği sürece. Köyün, yerleşmenin adı değiştiğinde yazılı kayıtlarda köyün adının izini sürmek eski adı bilinmiyorsa zorlaşıyor ve karmaşa ortaya çıkıyor. 1838 kayıtlarında da Nallı olarak geçen köyün sözlü anlatılara göre, köyün sınırları içinde eskiden yerleşmeler olduğu, bu yerleşmelerin bir mevkii adında kaldığı ileri sürülmekte. Nallı köyünün Nallı adından önce ne olduğu bilinememekte. Köyde, Ziyaret, Ören, Kaledüzü, Bakacak, Mahya, Alınpınarı, bir ören yeri olduğu sanılan Kızıloluk, Kıtlıkyurdu, Tuztaşı, yine ören yeri olduğu ileri sürülen Çatak, Ağsu-Aksu içme suyu kaynağı olan, uzaklarda, yukarılarda, 1530 kayıtlarında geçen Çakraz köyüyle, belki de 1530 kayıtlarında ...

ALIÇ AĞACI-1

Resim
Bu Ağaç Fidanı Dikimi Mevsiminde Alıç Ağacı Üzerine Duygu ve Düşünceler-1 Bu ağaç dikimi zamanı Günyüzülü İsmail Düzgün'le bir fidan alışverişi gerçekleştirdik. Eskişehir'in Günyüzü ilçesinden olup mili eğitim çalışanlarımızdan olan personelimiz, bahçesi olduğunu, bahçede, ceviz, ve değişik meyveler bulunduğunu, fındığı çok merak ettiğini ve fındık fidanı aradığını, Karadenizli oluşumdan olmalı fındık fidanı isteğini aktardı.  Amasya, tam Karadeniz özelliği göstermez, yarı yarıya, belki daha çok İç Anadolu özelliği de gösterir, fındık bizim oralarda dağlarda yabani olarak tutunmuştur, gerçek Karadeniz'in tombul fındıklarının da yetiştiği Zonguldak Çaycuma'dan temin edebiliriz, şubatın sonlarıydı arkadaşım İsmail İlhan tarafından gönderilen fındık fidanları gelince İsmail Düzgün çok sevindi. Günyüzü taraflarının bitki örtüsü üzerine konuşurken tarlalarda ve yaylalarda alıcın da olduğu bilgisini öğrenince, alıç üzerine söyleşimizi derinleştirince, cins, kırmızı, ...

EKİŞEHİR'DE KIŞ MEVSİMİ

Resim
Eskişehir'den uzun bir kış geçiyordu, kar beyazı günleriyle Biz işimizde gücümüzde. Sonra buzul yalnızlığı sabahlarında silik beton binalarda gezinmeyen yalancı güneş. Yanık ağaçlarında uzun bir güneşsizlik. ve arabaların camlarında buz cemekleri,  Kırılan buz İçeride buğulanan cam olsun Soluğum savrulur karanlık sabahlarda. Eskişehir'de yazı yaban kış. Üzerinde mavi bir battaniye, altında kalın bir minder. Öyle sevmiş ki gelene geçene sıcak bakışlarını Eskişehir'in bu akbaş çoban köpeği. Sıcak evlere bağlı zamanlar, Dolu mekanlar, Boğuk ve donuk sokak lambaları. Salkım söğütler buz ve kar salkımı Çamların pürçeklerinde billurlaşmış kar tanelerinin kardeşliği.  Açık dükkanlarda balıkçı tezgahları. Donmuş tüm mahlukat. Balıkçıların elleri renk vermiş, tutarken parayı. ve çok fiyakasız şapkaları. Etraflarında akan kediler. Sündiken Dağlarından Kütahya Dağlarından uzun bir ayaz oturmuş. Buzul zamanlarıyla Eskişehir. Ol...