Kayıtlar

Temmuz, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Havran'ın Kocadağ Köyü-2

Resim
HAVRAN'IN KOCADAĞ KÖYÜ-2 (...) Soğuk sudan kabımızı doldurup devam ediyoruz, akşam güneşinin tam çullandığı, dönemeçli burunun genişliğinde aşağılara doğru manzaralar karmaşasına dalıyor, epeyi fotoğraf alıyoruz. Körfezin varlığı Ege Denizi küçücük bir göl kadar buralardan ve gölün kıyısında ışıkları bir bir yanan sonsuz sayfiya yerleşmeleri, bu Kaz Dağı yüksekliğindeki dağların rüzgar yemişliği ile şu eyyamı buhur günlerinin başladığı ve aşağılarda yeri göğü ısınan mekanlardan bieser buralarda, taşları da suları kadar serin ve kayaların üzerindeki sıklıktan yayılan bir yayla serinliği ile bir görülmemiş akşam fotoğrafı gözlerimizde. Herkes susuyor, iyi ve çok anlatan, kelime yönünden hiç sıkıntı çekmeyen jest ve mimiklerini bir tiyatrocu ustalığında direksiyon başında bile katan Kaptan Halil Enginoğlu da konuşmuyor. Bir sigara içimi zamandan sonra oraların akşam fotoğrafı halden hale koşarken "karanlık basmadan varacaımız, göreceğimiz yeri görelim, yoksa birazdan bural...

Havran-Kocadağ Köyü-1

Resim
HAVRAN'IN KOCADAĞ KÖYÜ-1 Neredeyse ta Balıkesir yolundan beri yükseliyoruz. Bir çekirdek etrafında yukarıları çamlık, aşağıları, daha yeşil yapraklı ve poyrazda taze filizleri birbirine karışmış zeytinliklerin tuttuğu yamaç köy yerleşkesi sol tarafa doğru çıkıp daha bozuk ve dar yolla sağ tarafa derince dönüyoruz. Dik yolları hızla yutan Tezlik Fiili adını verdiğimiz altı da yüksekçe aracımız arazi vitesine geçince taşlık yolda daha da sarsılsa soluklanarak dikine yükselen yoldaki dönemeçleri geçip oraların kadim biniti, doru atıyla yolculuk eden eski toprak bir köylüyü bir belin genişliğinde sağlarken duruyoruz. Artık yayla serinliği ile yelesi efil efil nazlı at da duruyor, biz soruyoruz, anlatıcı: "Bu yolu takip edin ağılların oradan bir düzlüğe varacaksınız, düzlükten tepeyi sola doğru dolanın, kule var, oradan rüzgar güllerine varacaksınız, araba gider de taşlık." diyor.  Durduğumuz belden tekrar tırmanıyor ve sağa doğru dolanıyoruz, aşağılar, incir, nar, zeyti...

Pengürt Köyünün Tarihi Üzerine Yazılar -5-

Resim
Pengürt Köyünün Tarihi Üzerine-5- Pamkirt karyesinin geçtiği kayıtta ve bağlı olduğu Ziniski nahiyesine bağlı aynı sayfada, Yazı-kilise mezrası bulunmakta. Yazı mevkii, Pengürt toprakları içinde mevcut, yukarı köy ve eski köy dedikleri yer Yazı mevkiinde midir? Yular(Yuvalar) mezrası, böyle bir mevkii adı var mı? Ağar mz. Ak-pınar mz. Bağluca mz. Basıncık-ı sülha mz. Basıncık-ı ulya Beydili mz. Burunsuz k. Çayırlık mz Çozun, Çolun mz. Galon k. Hacılar mz. Hisarcık mz. 957 Hornavil karyesi 1955 yılında bastırdığı,  Bütün Veçhelerile Divriği a dlı kitapta  M.Kazım Erçoklu  "Hornavil köyündeki Ermeni vatandaşların büyük körüklerle demir madenini eriterek bundan nal, mıh, çift aleti yaptıklarını bilenler vardır. Bu cevherin ilmi şekilde mevcudiyetinin meydana çıkarılması başlangıcı 1936 tarihine rastlar." demekte. Kafir viranı mezrası,     "Cihannüma adlı eserinde, Katip Çelebi'nin bu sahaya tahsis etmiş olduğu satırları birl...

YELLİCE'DEN GELEN FOTOĞRAFLAR-2

Resim
YELLİCE'DEN GELEN FOTOĞRAFLAR-2  Tutmuşsunuz mantardan köyün mukassi toprak yolunu Çarşıdan değil, Topraklardan gelenin torbası hep dolu Çıkının elinde, yoksa azıkçı mısınız, toplayıcı mı bugün Yoksa köyü bir köy rehberiyle gezsen de                 oradaki uzak köylerde, bir gidimlik merakın mahzunluğu mu şimdi, Hep Anadolu'da sevdalı toprak evlere artık biraz beton karışmış, Girince geniş bir kanatlıdan, hayatların gölgelikleri direklerin üzerinde Şamanlardan kalmış güzel, iri gözlerini, kalem kulaklarını, sürmeli kaşlarını yitirmiş koç kafası mı öküz kafası mı  Tam direğe çakılmış, bu eve uğur getire, kötülükleri sava dışarılara. Nazar değmesin üretimli hayatlara asılı iğneliklerde renklerle ve serin mekanlarda sobası hiç sökülmeyen tandırı, bacalığı hazır ıssız evler Oysa evvelden bu evin kanatlısının yüksek eşiğine kaç çağa takılıp düşmüştü, salıncakları nereye kurulmuşlardı  Biraz,...

YELLİCE'DEN GELEN FOTOĞRAFLAR-1

Resim
YELLİCE'DEN GELEN FOTOĞRAFLAR-1 -Gün batımı profil ve ev dış mekan, iç mekan fotoğrafları, kuzu göbeleği mantarı- Hangi mevsimse, ne vakit ortalık kasvete vermişse böyle, Demir dağlar, öyle kalaylı bakır,  Gölgelerde çim yeşili yaylalar Bu vakit her yer gölge Saman sarısı uzakta daha Yellicenin evlerinin çatısında son bir parıltı Bu yüzde güneş iyice toparlanmış Aş ocaklarının dumanları savruluyor çatılarının alaca karanlığından Yağmur sonrası mantarlar közde Bir tencerenin içinde mantarlı yemek Uzaklardan gelenler var Bir anne evi şenlik içinde çeviriyor O hayatın tercübelerini anlatıyor, beton evler torununa Sanki eski günler yankılanıyor toprak hayatlarda Daha sükut içinde sürse, açılmasa penceler Avlu kapısı kanatlılar Filizlenecek avlular gibi toprak duvarlar  Köy yerlerde yerler mühürlenir ilk akşamdan Boş karanlık sokaklara bakıp da ürperme, Birazdan bir çekirgenin Birazdan bir hüthüt kuşunun  Birazdan uzaklarda ...

Dikili Nazım Hikmet Parkı

Resim
DİKİLİ NAZIM HİKMET PARKI Nazımın sevdiği memleketinin dağlarından yekpare kesilmiş bir kaya parçası getirmişler parkın girişine. Duruyor tekerleklerinin üzerinde. Nazım'ın memleketine gelecek mezarına gidecek mezar taşı gibi hazır duruyor, tekerleklerinin üzerinde, Dikili'de. Türkçesi gibi ferah bir park, ileride banklarda gençler oturuyor,  Gelip geçen içinden.  Ağaçlar, güzel ağaçlar gelişmekte. İğdeler, Anıtının yakınında çınarlar da var. Kaidede onu anlatan en güzel sözlerden, Kendi ağzından, "Otuzumda asılmamı istediler, Kırk sekizimde barış madalyasının bana verilmesini..." İleride bir iğde ağacı çiçek açmış, Mis gibi kokusuyla tutmuş köşe başını. Mavi Bayrak Cafeye yolcu ediyor bizi. İri gövdeli palmiyeler, yaza hazırlanan zakkumlar. Boş gölgesi ıssız gecelere karışacak hasır gölgelikler. Bir daha geçerken Nazım Hikmet Parkından "Yekpare kesme taşı getirenlerle çınarı yakın dikenler, vasiyetini biliyormuş büy...

ÖLMEYEN ÇOCUK-RIZA ŞAHİN-3-

Resim
PENGÜRTLÜ ÖLMEYEN ÇOCUK-RIZA ŞAHİN-3-   İnsan, bazen kır, bazen bayır bacak ve bazen de Kavak Çayı ve Tokma Çayının sunduğu kumlu ve düz yataklarda planlama, karar verme ve emekle üretimin güzelliklere eriştiğini anlıyor. Çift çubuk, ekin biçme için dağda kalınan ıssız gecelerin peşinde sürüklediği zorluklar; Kürt Musto'nun değirmeninden gelirken çiçek gibi kız Zeynep'in içeriden de eli olanlarla vahşice kaçırılması, güçlülerin oyunu ve imkansızlıklara rağmen hukuk mücadelesi, o zamanlarda da var. Şimdi kitaptan başka zorlukları, olduğu gibi aktaralım:  "(...)Bir kere Aziz Amcamın babası ayrı, evimiz yetersiz. Aziz Amcamın babası ve de kardeşleri yardım etmiyor. Ve hiç de bize yakınlık göstermiyorlardı. Aslında Ali Dedenin üç tane oğlu vardı. Bunların üçü de bizden büyüktü, elleri iş tutuyordu. Hatta davarları vardı. Oğlunun biri davar yayıyordu. Durumları fevkalade iyiydi. Ama Ali Dedenin babama verdiği sözlerin ve vaatlerin hepsi o konuştukları ocak başında ...

Hacımıstığınkır'da 75 Su Tabancası-1

Resim
HACIMISTIĞINKIR'DA 75 TABANCA -4- (...) "Şimdi gündüz olsaydı, buradan bakınca Karşılarda, Hıdır Can Bademliğini görürdük, artık birkaç yıldır geriden orman gibi duruyor," diyor, Müslüm. El yordamıyla koyu karanlığın içinde beyaz sis gibi duran minibüsün iki taraftan ön kapılarını açıyoruz, şoför mahalinin ışıkları yanıp teypten Mahsuni Şerif'in "Kara gözlüm nisan ayı gelince, yine yolumuzda gurbet görünür. Akar gözlerimden inceden ince kanlı yaş ellere şerbet görünür. Dövünüp ağlama gülüm boş yere, biz nere şad olup eğlenmek nere? Var deyi dillere düştük bir kere, yokluğum ellere servet görünür. Ömrümün üstünde yıllar yol aldı, sayılı gün daraldı da daraldı..." okuduğu türkü, koyu karanlıkta yüksek sesten kırlara yayılıyor. Müslüm anızların tuttuğu tarlada hızla manevra yaparken uzun hüzmelerini yakıp hafif yüksek bir sınırla başlayan soğan tarlasının geniş yeşilliğini karanlığın içinden alıp uzun bir çay tepsisi gibi sunarken içimden...

KAHEV2018 Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı

Resim
KAHEV2018, BURHANİYE ŞARKÖY'DE Burhaniye'de köylere gideceğim deseniz, sizi köylere yolcu eden dört yön, yani dört yol vardır. Bunlardan birisi Şarköy tarafıdır, Şehir karyesi söyleyişinden bozulan Şarköy adı ile varlık gösteren ve 500 yıllık kayıtlarda bile adı sabit bu köyde, Osmanlı döneminde bile ma halle mektebi olduğu sözlü tarihte geçmekte. Burada tüm yollar, bu köyden taksim oluyor sanki. Ne zaman bu tarafa bir yolculuğa işe gitsem aklıma hep aşağıda anlattıklarım gelir, bugün Şarköy İlkokulu ve Ortaokulunda Kadın Hekimler Eğiteme Destek Vakfının "KAHEV'le Rengahenk Geleceğe" Projesi kapsamında yürütülen çalışmaları görmeye gidiyoruz. Ve buralarda köylere değil de zeytine gidiyoruz sanki Ve zeytin yurduna gidiyoruz sanki Ve buraların güven veren tanıklarına gidiyoruz sanki... Zeytin ağacında genç sürgünlerdir, buralarda sanayi. Ve genç sürgünleri besleyen güvenilir tanıkların kovukları ev, gölgeleri sofra... Yüz yıllarla kazanılmış şah...

PENGÜRTLÜ ÖLMEYEN ÇOCUK-RIZA ŞAHİN-2-

Resim
PENGÜRTLÜ ÖLMEYEN ÇOCUK-RIZA ŞAHİN   Eserin ekseni, Rıza Şahin'in, analığı Belgüzar'ın, Kardeşi Mahmut'un, diğer aile fertlerinin, akrabalarının, eşi Zeynep'in, daha sonra Yasemin'in, dünyaya gelen çocuklarının, köyünün, köyündeki yoksul, fakat dayanışmalı zor hayatın, yardımsever ve ilgili Divriğili Hüsnü Yüksel'in, Köyün Ağası Bayram Kahyaların kurduğu o zamanki düzeninin, halktan din adamı Kasnak Dedenin mucizeleri, bürokrasinin aksak işleyişi ve başka diyarlardaki iş, umut, ekmek mücadelesi ile eser, çığ gibi büyüyor, öyle ki bu kitap içinde bir çok gerçek hikayeyi, romanı ve bu türlerdeki acıklı, sevinçli, haklılıkla verilen mücadele konularının olgunlaştırılmasına mevsim mevsim zor ve güzel, yabanıl vahşi bir coğrafyayı hem imkanlarıyla hem de imkansızlıklarıyla ayrıntılı serpiyor.  Oralarda bol bol ekin ve bahçe sulama eylemleri, Köyönü, Kumluk, Ada...Kır tarlalar Yazı'da, Sekitarla da  var...  Köyönü'nde, Kumluk'ta, Ada'da ö...

PENGÜRTLÜ ÖLMEYEN ÇOCUK-RIZA ŞAHİN-1

Resim
PENGÜRTLÜ ÖLMEYEN ÇOCUK-RIZA ŞAHİN Bu yaz başı, nasılsa, 2001 yılından beri ailecek görüştüğümüz Adem'in köyü olan "Kangal Yellice" ve İsmail Yüksel Abinin Fidan'ın köyü olan "Divriği Pengürt" söz varlıkları üzerine bir yazılı bilgi ortaya koyma çalışmasıyla önce aramızda sohbetler başladı, derken yazılı kayıtlar arayışıyla bir derleme ve araştırmaya dönüştü bu eylem. Bu çerçevede birkaç fotoğraf, bir iki cümlelik sosyal medya notları... Hepsi bu, demek ki, bu köyler üzerine tezler, yayınlar da yok derken, Ölmeyen Çocuk, Yararlandığım İnsanlar ve Yakınlarım başlığı altında " 2 S U N U Ş  ÖLMEYEN ÇOCUK  adlı eser, 70 yıllık maceralarla dolu bir hayatın içinden ... Mustafa ve Mahmud Dede mezra olarak  Pengürt  köyünü kuruyorlar." açıklaması ile bir derya olan e kitabın sayfaları önüme serildi, Bu elektronik kitap tam 430 sayfa. Kaz Dağları bir yandan Madra Dağı bir yandan arada bir esse de Burhaniye'nin bu seneki sıcakları zaman zaman çe...