Kendir ya da Kenevir Üretimi Sonrası Unutulan Kültür Kalıntıları Üzerine-5-
Kendir ya da Kenevirle Gelip Bunun Üretimi Sonrası Unutulan Kültür Kalıntıları Üzerine-5-
Taşan seller milliyor toprağı. Bu milli topraklar öyle kuvvetli ki… Evvelden kendir tarımı çok köset veriyor…
Kayıkçılar Köyünden Emekli Öğretmen Nadir Katırcı, “Kendir liflerinin derlenip toplanıp bağlanarak büyük demet haline getirilmiş şekline köset denir.”
Kayıkçılarlı Çaycuma Belediyesi Eski Başkanlarından ve Emekli Eğitimci Orhan Yardımcı, “Kendir çöplerinin kucak haline getirilerek bağlanmış şekline köset denir. Kışın yakmak için bu kendir çöpleri bağlanıp köset yapılır ve kösetliğe konulur. Kendir ekildiği dönemlerde soba tutuşturmaya yarayan hafif bir yakacak…”
(…)
Köset Sözünün Etimolojisi
Kadıoğlu Köyü Muhatarı Ramazan Öztürk, “Arazideki, ormanlık yerlerdeki pürlenlere, meşe, gürgen gibi ağaçların, dikenlerin çalılarına köset, kösetlik denir. Kendir kösedi duymadım… Bu çalılar, ağaç olamamış, kısa, bodur boylu olur.”
Köse sözü, Büyük Türkçe Sözlükte, bodur, cılız. Tarama Sözlüğü 1969 olarak da tanımlanmış.
Bodur, gelişmemiş, kısa kalmış anlamı veriyor.
Köset sözündeki “köse” bodur, kısa boylu, cılız anlamında.
Bir ek gibi görünen –et de bir sözcüğün bozulmuşu, etmek yardımcı fiili.
İki sözcüğü bozmadan okuduğumuzda, köse etmek biçimi çıkıyor. Söyleyişteki ekonomiklikten ve iki ünlüden biri düşerek, köset oluyor. Kısa olan, kısaltılan, kısaltılarak bağ yapılan yakacak, çalı, anlamı zamanla yan anlam gelişmesiyle kendir liflerinin sıkıştırılarak bağ, balya, denk yapılması, yani kısa, bodur duruma getirilmesi anlamını da tutuyor.
Köset, Kargı, Mengelez Kendirle Geliyor
Evvelden kendir çok yetiştirilirdi. Belki de kendir satan köylerin başında Kayıkçılar gelirdi. Bizim köyde kendir yetiştirme işi diğer köylere göre daha geç kalktı. Sicim urgan yapımı ile uğraşanlar vardı. Köyden ip urgan almaya gelenler olurdu. Çaycuma’ya arabalarla; Karabük’e de vagonlarla kendir yükü giderdi. Bu yükler köset şeklinde olurdu. Kendir bağına kendir kösedi derler. Bu kösetler 20, 30 kg gelirdi. Bu kösedi her adam bağlayamaz. Eli becerikli adamlar vardı. Tarladan yolunan kendirler de köset yapılıp ırmağa basılırdı. Birkaç hafta suda kalıp şişen, yumuşayan bu kösetler çıkarılıp mengelezle ezilirdi. Kendirin çubuğuna kargı denirdi. Bunlardan da gargu kösedi yapılır ve kışın yakmak için saklanırdı, diyor.
Kayıkçılar’da Karanlukcevüz Mevki
Ceviz ağacı, benim çocukluğumda gençliğimde çok yaygındı.1930’larda 40’larda 50-80 kuturunda çok ceviz kesildi. Odunu köylülere tomruğu tüccara olmak üzere bu cevizleri kesip Safranbolulu tüccarlar parayla alıyor. Kesilen cevizler trenle Kırıkkale Silah Fabrikasına gidiyor. Bunlardan tüfek dipçiği ve kabzası yapılıyormuş.
Ne cevizler vardı. İçi de öyle iyiydi ki.
Hele Arıcıoğlu Mahallesi ile Katırcıahmetler Mahallesi arasında Karanlukcevüzler mevkisi vardı. Hala, bu yer adı kullanılır. Burada o kadar ceviz vardı ki ceviz dallarından gökyüzü görülmezdi. Karanluk bir hal alırdı. Çocukken buradan geçmeye korkardık.
Şimdi seracılık epeyi yaygınlaştı. Ceviz için boş yerler yine değerlendirilebilir, diyor.
(…)
Burhaniye, 27 Nisan 2019, Seyfettin Ceylan
1. fotoğraf, https://www.google.com/search?q=kendir+tarlası,
2. fotoğraf, https://www.facebook.com/siradisibilgiler
3.fotoğraf, http://www.abanagazetesi.net/
Yorumlar
Yorum Gönder