BOLU İLİNİN SEBEN İLÇESİNİN ADININ KAYNAĞI ÜZERİNE-1

                             



-Bir eylülün sonunda Seben elmasının hasat edildiği bahçelerde olmayı çok isterim-

Kırsal yerleşmeler, her yerde içinde barındırdığı nüfusa coğrafyasında tarihi süreç içinde biçimlenmiş üretimlerle olanaklar sunar. Bu olanakları elde etmek için coğrafyadaki kaynaklara sürdürülebilir yöntemlerle yaklaşılmadığında toprak küser. Ataların sürdürülebilir uğraşları moderne edildiğinde bu kırsal yerleşmeler mezralıktan köye, köylükten nahiyeliğe, kasabalığa, şehirliğe döner, tarihte konumu nedeniyle köylükten nahiye olan ve adı sıkça değişip değişik dillerde adlarıyla kayıtlara geçen bu yer, bugün Bolu'ya 56 km uzaklıkta bulunan bir ilçedir.
Bu ilçenin adını ve tarihini merak edip yazanlar da olmuş, buna göre;

"Seben, Bolu ilinin 56 km güneyinde bulunan ilçe. Elması ile meşhurdur. Bir rivayete göre ilçe ismini kuzeyinde bulunan Seben Dağı'ndan almıştır. Ormanda yetişen Semen çiçeğinin de ilçeye ismini verdiği düşünülmektedir.

İlçenin 2'si dağ, 1'i göl, 4'ü orman, 23'ü vadi ve ovalarda kurulu toplam 29 köyü vardır.

Kiraz Dağı çevresinde toplanmış, ortalama 1400 m yükseklikteki yaylalarla çevrilidir. Bu yaylaların en önemlileri Gerenözü ve Kızık yaylalarıdır. Kızık Yaylasının evleri, değişik mimarisiyle dikkati çeker. Bu evler hiç çivi kullanmadan, çam ağaçlarından çatkılı, kenetleme ve birbirine geçme şeklinde yapılmıştır. Yerden yüksekçe yapılmış merdivenler, geniş ocakları ve kendine özgü eşyaları ile bu evler değişik özellikler taşırlar.

Seben İlçesinin 14 km güneyinde, Kesenözü Köyünde bulunan Bağlum Kaplıcaları mide, safra kesesi, solunum ve dolaşım bozukluklarında olumlu etkileri olduğu bilinmektedir." denilmekte, Vikipedi'de.

Dağı, vadisi, ovası ve çeşitli kaynaklarıyla bir manzaralar karmaşası olduğunu sandığım ilçenin ve coğrafyanın daha birçok değeri ve güzellikleri olmalı, yerler, yerleşmeler, dağlar, vadiler detaylı gezince ortaya çıkar. Orada yaşayanlara sorular yönelttikçe serilir, kültür, gelenek görenekler ve yerel renkler. Yolumun düşmesi dileğiyle masa başı çalışmama dönüyorum, tekrar.

Seben'in kadim tarihi var, bölgedeki ilk yerleşmelerin MÖ.1000 yıllarına, Hititlere dayandığı, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Bitinyalılar (M.Ö. 334), Romalılar (M.Ö. 74), Bizans (395), Selçuklular ve son olarak Osmanlı Devleti buraya hâkim olduğu, Selçuklu Devleti bölgeye hâkim olduktan bir süre sonra bölge tekrar Bizans hakimiyetine geçtiği, 1332 tarihinde Osmanlı Devletinin bölgeye hakim olduğu, araştırmalarda geçmekte.

Bu kadim bölge içinde  Pavlu Şifa Kaplıcalarının, Seben Gölü'nün, Haccağız Yaylası'nın, Seben Solaklar Kaya Evleri'nin, Çeltikdere Bizans Kilisesi'nin görülüp gezilmesi gereken doğa ve tarihi zenginlikler olduğu anlatılıyor.

Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğünün bahçesinde sıcak bir eylül gününde, gölgesi çağıran kamelyada Mahmudiye İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Çelebi'nin de olduğu ve diğer arkadaşlarla koyulduğumuz kısa sohbette, oradan buradan konuşurken "Seben"nin anlamına gelen söz üzerine, ayaküzeri birkaç görüş ileri sürüp sözlük karıştırsak da bir sonuca varamadığımız ilçe, 1950 yılında büyük bir çoğunluğu köylerinde olmak üzere 17.693 nüfusa sahipken bugün, 4.786 nüfusla, ağırladığı nüfus yönünden oldukça kayba uğramış, geçmişte ve günümüzde varlık gösteren dağlar içindeki düzlüğü tutan bu yerleşmenin adına ve tarihi kayıtlarına değinilecektir.

Seben, Tükçe Derleme sözlüğünde, yüksek dağ ve üstünde yufka açılan tahta, sofra.anlamlarında. 
Bugün ilçenin bulunduğu yer, sofra kadar, yufka açılan tahta kadar düzlük ve bu düzlük çok da geniş değil, mecazen sofra kadar düz, dar ve yuvarlak olduğundan sofranın ekmek açılan tahtanın düzlüğü yerleşimdeki düz coğrafi elemana verildiğinden bu seben adını aldığı ileri sürülebilir.
Adını Unutan Ülke adlı kaynağın 81. sayfasında, 1946'da ilçe olduğu, eski adının Pavli(Yunanca, -agios- Paülos "Aziz Pavlos") 1911-46 arasında Çarşamba.
Eski Pavli kasabasının yakınlarındaki Ilıca mevkiinde olduğu, kasabanın 1890'da bir depremle yıkılması üzerine şimdiki yerinde tekrar kurulduğu, 1911'de Çarşamba adıyla nahiye, 1946'da da(yakınındaki Seben dağının adından) Seben ilçesi olduğu belirtilmekte.
Çarşamba adı, Çarşamba günü pazar kurulduğundan doğal oluşumla, ticaretin, alışverişin yoğun olarak yapıldığı gün adından ortaya çıkmalı.

Dağ adları genellikle yakınındaki ve oraya mülki idare olarak hakim olan yönetim yeri adlarından oluşur. Seben yerleşmesinden Seben dağı olma olasılığı yüksek ihtimal.

Osmanlı Yer Adları Sözlüğünden aktaralım;
1855 tarihinde, Pavli-i Bolu, yani bu tamlama, Bolu'ya bağlı Pavli anlamında. Demek ki başka vilayetlerde de Pavli yerleşmesi olmalı.
Aynı tarihte, Pavli-i Bolu maa Mudurnu ve Kıbrıscık, maa, birlikte demek, Pavli, Mudurnu ve Kıbrıscık üçü birlikte bir yönetim birimi olarak bölgeyi anlatıyor.
1881 yılında Çarşamba maa Mudurnu ve Kıbrıscık olarak bölgesini anlatıyor.
1911 yılında Seben ve Hacıoğlan olarak kaza unvanında. Hacıoğlan olarak da geçiyor.
1855'de kaza ve Bolu'ya bağlı ve Bolu'da Kastamonu eyaletine bağlı(salname)
1864-1865 yılında kaza, Bolu-Kastamonuya bağlı,
1866-67'de Bolu Kastamonu'ya bağlı,
1868'de kaza, Bolu Kastamonu'ya bağlı,
1880'de nahiyeliğe geriliyor, Bolu Kastamonu'ya bağlı,
1881-88 nahiye Bolu Kastamonu'ya bağlı,
1911-1923 arası nahiye Bolu müstakil sancağına bağlı.
1924-1945'de nahiye Bolu iline bağlı,
1946/4869 kanun veya kararnameye göre kaza olarak Bolu'ya bağlı hale geliyor.
Özet olarak, bu aktarıma göre, en eski tarihlendirme 1855 olarak kayıtlara geçmekte.

Kıbrıscık'ın bir adı da Karadoğan maa Mudurnu ve Pavli-i Bolu olarak 1515 tarihlendirmesi de kayıtlı.

1530 tarihli Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defterinin 564. sayfasında Kıbrus kazasına bağlı Pavli karyesi geçmekte, Pavli karyesi, Pavli köyü demek.
Geriye kalırsa yazılanlar kalır.
(...)
Eskişehir, 22 Eylül 2023, Seyfettin Ceylan
Fotoğraflar, kulturportalı.gov.tr'den alınmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sivas Yıldızeli Nallı Köyü Yazıları-1

SİVAS İLİ YILDIZELİ İLÇESİ NALLI KÖYÜ YAZILARI-2

KIRK ÇINAR KORULUĞU "BİR YATILI OKUL HİKAYESİ"