AMASYA MİSKET ELMASI-3
Misket, mecazen, küçük kesim, yuvarlak ve sertçe anlamıyla Amasya'da yetişen elmanın sıfatı durumunda., Amasya misket elması, birleşik isim. Bu elmanın güzel kokusunu anlatmak bakımından misk+et= misk kokulardan, misket.
Bu meşhur elma hakkında çok şey söylenir, ben de memleketim dışında çok şeyduydum. Bir zamanlar gerçek elma bahçelerini, ev önlerinde gerçek elmaağaçlarını gördüğüm, gölgesinde oturduğum, oraların rüzgârında sallanandalından yere düşen ham, olmuş, kurtlu elmalarından yediğim, bu dev elmaağaçlarının kesilip sökülüp yerlerine çokça met edilen yabancı menşeli elmalarınaldığı, bildiğim bazı bahçe, ev önlerinde ve yol kıyılarında tutunan bu elmahakkında ne yazmışım? Doğrudan bu elmayı yazmasam da, bir hatırlama, özlemduyma, memleket mekânlarındaki görsel betimlerin girdiği dizelerimi, yazılarımıtarih sıralaması gözetmeksizin Amasya misket elması bakımından gözdengeçiriyorum.
13AMASYA MİSKET ELMASI VE KEKLİK
İNSANLAR, YAŞADIĞI COĞRAFYADA VARLIK GÖSTEREN ŞEYLERDENYÜCELTTİKLERİNİ RESMEDER.
Amasya Valisi Abdil Celil Öz, beraberindeki Çorum HititÜniversitesi Karadeniz Arkeolojisini Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd.Doç. Dr. Esra Keskin, İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Kaya, Müze Müdürü CelalÖzdemir ve daire müdürleri ile merkeze bağlı Yavru köyü Küp Deresi mevkiindeyapılan kurtarma kazısında ortaya çıkan 2 bin yıllık Roma dönemine aitmozaikleri inceledi.
Amasya'nın tarihinin 8 bin 500 yıllık bir geçmişe dayandığını anlatan Öz,gerçekleştirilen kazılarla bu tarihin aydınlatılarak gün yüzüne çıkartıldığınıbelirtti.
Eski çağlara dayanan bilgilerin kazılarla ortaya çıktığını hatırlatan Öz,"Amasya'da bir ilkle, mozaik yapı ile karşı karşıyayız. Gaziantep'tekiZeugma mozaikleri ile benzerlikler gösteriyor. Bu mozaiğin, tarihin tanığıdediğimiz Amasya'ya yeni bir sayfa, yeni bir başlık açacağını düşünüyoruz"dedi.
Ortaya çıkan mozaiğin, Amasya için büyük öneme sahip misket elmasını yansıttığınıbelirten Öz, şöyle konuştu:
"Bu mozaiğin Amasya için başka bir özelliği de misket elması figürü. Bizhep diyoruz, Amasya, misket elması ile markalaşmış ve bu markasına sahip çıkanbir şehir. Bu mozaiğin ortasında Amasya'nın misket elmasının figürünügörüyoruz. Keklik figürlerini ve o dönemin farklı motiflerini görüyoruz. Bubölgede devam edecek kazılarla, burada var olan bir yerleşim yerininkalıntıları mutlaka bulunacaktır. Bu kazılar devam edecektir."
14
Irmak’ın iki kıyısında söğüt, iğde ve kavak ağaçları vardır. Yer yerdeğerli meyve bahçeleri, hakiki Amasya elması bahçeleri de bulunur. TavşanDağı’ndan bakıldığında Irmak’ın hattı, etrafındaki ağaçlık bölgelerdenhemencecik göze çarpar. “Tamam, bu hatta hayat var” dedirttirir insana… Köylerde Irmak civarındadır, ovaya aşağı… Bu köylerin çoğu Merzifon’undur.
15
Cevizleri dökülmekte bizim köyüncevizlerinin./Soğanlar hak edildi./Ayçiçeği kökleri yolundu./Sarı sarı ayvalaruzak dallarında, şimdi çocukların taşına nişandır./Şimdi bizim köyün eylül serinliğineyanaklarını vermiş kırmızı kırmızı hakiki Amasya almaları./Ve kırılacakdalları,/Vurulmuş çatal dayakları./Seğirtip gitmekte bir inekçinininekleri./Birazdan ineklerin ağzını köpürtetecek çatal dayaklar üzerindeki elmaağaçları./Eylül sevda mevsiminden geldi./Eylül iğde mevsimine geldi./Ekim ayıyaklaşmaktadır iğdeleriyle./ Ve kızarmış ve sararmış artık dere boyları,bağlar, köyün girişi./Ve eski tadında kaldı eski tohum kurbanları./Motorlarekeceklere telaşlı başlamış,/
16
Köyün az da olsa akarderelerinde ve sulu tarım yapılan düzlüklerde yaz bahar aylarında bir yeşillikhep göze çarpar. En başta söğüt, kavak, iğde, elma, erik, vişne, ayva, ceviz,armut, kayısı, şeftali, gibi meyve ve insan emeğiyle dikilmiş büyütülmüşağaçlar bunlardan belli başlılarıdır. Ark kıyılarında ve sulak yerlerdeböğürtlenler, kabalak otları, ısırganlar, çayırlar, kuşburnu, karamuk, yemişendikeni türünden işe yaramaz ot, diken ve çalılar da köyün bitki örtüsünüoluşturmaktadır.
17
Anadolu halk bilimindeise birçok yörede ağaçlar, özellikle tek ağaçlar kutsal sayılır.
Bu tekağaçların çoğu bir adak yeridir. Bu ağaçlara bez ya da yemeni bağlanarak birdilekte bulunulur. Bu geleneğin kökeni şaman inanışlarına kadar uzanır.Ağaçların da insanlar gibi ruh taşıdığına inanılır. Ağaçların altına gece vaktisu dökmek, işemek günah sayılır.
Elma ağacı bereketi, iğde ağacı ise nazardankorumayı simgeler. Anadolu’da çam, karaçam, ardıç, kayın, elma, çınar, zeytingibi ağaçlar kutlu sayılmasına karşın, incir ve ceviz ağacı güvenilir sayılmaz.
(…)
Eskişehir, 10.12.2023, Seyfettin Ceylan
Yorumlar
Yorum Gönder