Yandım Ela Gözüne ve Çağrıştırdıkları Eser, yeni çıktı, Kurgu Kültür Merkezi Yayınlarından. Okuyucusu ile de 11 Aralık 2013 Çarşamba günü saat: 19.00’da Çaycuma Kültür ve Sanat Merkezinde buluşacak. Kırnapçı’nın eseri somut olan ve somut olmayan kültür varlıklarına dair. Doğal olarak da bu alanda tespit ettiklerini bir kitabın sonsuzluğuna aktarmanın sevincini yaşıyor, Kırnapçı… Yazarın hayat duyarlılığına, içinde yaşadığımız coğrafyanın yaşama dairliği çerçevesinde ortaya çıkmış kültür varlıklarının daha geniş paydaşlarına ulaşması adına karlı bir pazarın akşamında klavyemin başına oturuyorum. İlk coğrafyacı Strabon’un Billaios Nehri dediği, Filyos Çayı Çaycuma topraklarını ikiye böler. Bu, kollarıyla tüm Çaycuma coğrafyasına uzanan işgalci bir nehirdir. Gali Dağı buraların gökdeleni. Taşağıl ve Kütükbaşı da burada. Taşağıl yukarıdan izliyor, işgalci nehri. Onun yukarılardan alıp Saz Sahiline cömertçe serptiği zenginlikleri de tekmil görüyor ...
(...) Kilmigad ile İlgili İsim ve İdari Yapılanma Serüveni Şu an Belcik yerleşmesi adıyla, (1454 : Kilmigad) nahiye olarak varlık gösteriyor, nahiyeliği 1562'ye kadar sürüyor ve Tokat → Sivas → Rum eyâletine bağlı.(1889 : Belcik) bu tarihte resmi olarak Kilmigad adı bırakılmış ve Belcik olmuş. 1855-1867 tarihlerinde kaza olmuş. Bu süreçte Sivas → Sivas eyâleti (salnâme) bağlı.Aynı isimle (1889-1923) tarihlerinde nahiyeliğe gerilemiş. Yıldızeli → Sivas → Sivas vilâyeti(salnâme) bağlı.(1924 : Yavu) adıyla nahiyeliğe devam ediyor, Yıldızeli-Sivas'a bağlı. Bu nahiye hudutları içinde üçer, beşer evlik mezra yerleşmesi yoğun, o tarihlerde. NĀHİYE-İ KİLMİGAD Tīmārhā-i Zu‘amā ve Sipāhiyān Kurā 38, toplam köy sayısı. Mezāri‘ 54, toplam mezra sayısı. Yatak 17, bölgenin hayvancılıkla uğraşanlar için gözde yerler olduğundan başka köylerden gelen sürülerden alınan yayla, ağıl, çit, parası anlamında. Çiftlik 1, verimli tarım alanı. Mu‘āf 14 H ā s ı l 71.457 Dīvānī 69.202, y...
TABAN ATEŞİ-TASLAK ROMAN-1 ŞUBAT 24, SEYFETTİN CEYLAN (...) Fırından yeni aldığı ekmek kâğıtta sarılıydı. Kâğıdı açtı. Ekmeği, üçe böldü. Odayı mis gibi sıcak ekmek kokusu aldı. Rutubet kokusu kayboldu. “Hadi afiyet olsun.” Adem: “Ben Ankara’dan gelirken otobüs Gerede yakınlarında mola verdi, bir şeyler yedim, siz buyurun.” Okul Müdürü, payına verilmiş ekmekten bir parça koparıp, “Sofranın hatırı kalmasın, taze ekmek çok güzelmiş, domatesler de öyle etli ki…” Okul Müdürü geliş amacını anlattı. “Kumluca Atatürk Yatılı Bölge Okulunda,” dedi. “Bugün ayın 23’ü altı gün halk oyunu ekibi çalıştırmanız için geldim. Adem Ankara’dan geldi. Seyfi Usta seni de götüreceğim. Perşembe’de çaldığın oyunlara benziyor bölgesi aynıymış.” Kahvaltısını bitiren Seyfi Usta duvarda asılı takvime baktı. Seyfi Usta: “Altı gün boşum, Cumhuriyet Bayramı günü akşam fener alayından önce Halk Eğitimin Halk Oyunları Ekibinin gösterisi var. Yetişebilir miyiz?” Ayağa kalkan Okul Müdürü: “Haydi, kalkalım, yetişiriz.” ...
Yorumlar
Yorum Gönder