Amasya İli Gümüşhacıköy İlçesinin Köseler Köyüne Güz Yazıları-1
(Yaprakları Sarı Eylüller Kadar Sararmış Gurşan Dede'deki, Göğdere'deki, Kabaklı Seki'
deki, Suçıkan'daki, Gısığın Ötesindeki, İndere'deki Hamur Kirenlere, Hamur Gibi Olmuş Armutlara)
Taş duvarlarıyla kadim köylük yerlerdendir Köseler.
Mevsimler dallarından gelir oranın, mevsimler dallarından gider oranın. Kızarırken ormanların çevrelediği Köseler Coğrafyası, güz kızıllığı, sarı yaprak, sarı eylülden sonra ayvalar, aluçlar, sarı bir yonuz eriği, bal armutlar ve ahlatlar tarihi ve katıksız tatlarla emek dolu günlere durur.
Gısıktan öte bir kirenlik vardır, Gurşan Dede'de bir kirenlik vardır, sararıverir güz güneşleriyle. Gurşan Dede güneçtir, taşlık rengi hep gridir, taşlıkların biriktirdiği suların beslediği müthiş bir yeşillik kaplar oraları baharları ve yazları, güneç olmasına rağmen hemencecik susamaz, mevsimler isirinlerin, kirenlerin, pelitlerin, ardıçların dallarından sıyrılıp inerken ve zaman sivri taşların üzerinde sekerken ilk güzle kirenler sararıverir. Önce Gurşan Dedenin tarihi kirenleri tekmil sararır, sonra Suçıka'nın, Kale Deresinin, Gabaklısekinin, Göğderenin, Dereciköyün, İnderesinin, başka yerlerin ve en sonra da Gısığın kirenlerinin yaprakları sararır, kıpkırmızı kızarmış, hamur gibi olmuş kirenler dallarda öylece kalıverir. Bir gün eli keküklü, önünde öncekli, çalışkan bir Köseler kadını, kızı, ceylan gibi sekiverir kirenin dalına.
Öncek öncek indirilen kirene bir hüner, geleneksel bir hüner katılır ve şifalar girer evlere... Bu, ekşi olur. Ekşi, sıcak yaz günleri çalkama olur, güneş çarpmasına, kış günleri ekşi çorbası olur, ishale, gribe çare olur, kiren ekşisi; hasta ineklere, koyunlara ilaç olur, bu kiren ekşisi... Bu öyle bir ekşidir ki hiçbir bakteriye, mikroba ve çürümeye izin vermeden yıllara meydan okur...
Ekim yerleri hazırlığıyla bir toprak kokusu yayılır serin sabahlardan ılık güz öğlenlerine.
Ah, kuşburnu dalları, öyle alaca, öyle kırmızı ve sarıdır ki... Çüte, ekime gidenlerle öncekli kadınlar, elleri ekmek, elleri marifet ve cefakar Köseler kadınları... Elleri keküklü Köseler kadınları, yemenisi kuşburnuna takılan çalışkan Köseler kadınları...
Yaylalardan heybesi dolu dönenler artık, yayladan inenler ve kış hazırlığı tüm hızıyla. Ezmeler, pekmezler kaynatılır gece sabahlara kadar ve duru tütünler tüter avlulardan, gıcılar işkenceler. Damlar pekmez, damlar ezme Köseler'de en hasından, en doğalından.
Yoksul ama varsıldır, Köselerin misafir sofraları. Sütü süt, kaymağı kaymak, yoğurdu yoğurt ve kış sofralarını donatan çömlek çökelekleri yayla tadındadır. Basılı çökelekler, basılı tereyağları Bakırlı Yaylası, Büyükalağan, Küçükalağan Yaylası kokar, Hanımın Yayla kokar. Kekik kokar, soymuk kokar, balı gibi envayi çeşit kır çiçeği kokar çökeleği, yağı...
O mukassi görünümlü, avlulu, avlusunda ocaklı mütevazi evleri çıra kokar, sohbet ve muhabbet kokar... Bu muhabbet ve sohbet, bu güzel insan ilişkileri dar sokaklarına, geniş köyçüne ve Köprübaşına taşar ve köye gelen misafirlere katılır, yedi kat yabancıyı bile kucaklayıverir, hilesizce... Yalnızlığa yer yoktur Köseler'de.
Güz eylemleriyle tarlalardan köy kahvelerine ve kış gecelerine taşınır ve baharlar ve yazlar memnun özlemli büyür.
Zaman sivri taşlarda, sivri tepelerde, her daim yeşil çamların iğne yapraklarında, pürlerinde genç bir ıslık olup seker.
Köseler kadim köylük yerlerdendir. Türküler yakan Tuncay Altay, bir büyük ve akıl erdiremediğim metropol İstanbul'daki Köseler köyümdür.
(...)
Eskişehir, 10 Ekim 2019, Seyfettin Ceylan
Yorumlar
Yorum Gönder